Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Metin KILIÇ | Başçiftlik'teki Su Değirmenleri

Zaman neleri götürdü hayatımızdan geçmişte Yazı, Su Çatı, Kavaklı mıntıkası, Güllük ve Değirmen Deresi boylarında çok sayıda bulunan, bugün sadece 50 yaşın üzerindekilerin hatırladığı, tatlı bir anı, bir mazi olarak tarih sayfalarındaki yerini alan Başçiftlik'teki su değirmenleri ve değirmenciliğinin hikayesi Metin KILIÇ'ın kaleminden sizlerle...
Zaman neleri götürdü hayatımızdan geçmişte Yazı, Su Çatı, Kavaklı mıntıkası, Güllük ve Değirmen Deresi boylarında çok sayıda bulunan, bugün sadece 50 yaşın üzerindekilerin hatırladığı, tatlı bir anı, bir mazi olarak tarih sayfalarındaki yerini alan Başçiftlik'teki su değirmenleri ve değirmenciliğinin hikayesi Metin KILIÇ'ın kaleminden sizlerle...


Sevgili hemşehrilerim içinizde hiç su değirmeni göreniniz oldu mu? Kaçınız su değirmeninde un öğüttünüz. Soruyu başka türlü soralım. Birbirinin üzerinde büyük bir uğultuyla dönen devasa büyüklükteki yuvarlak taşların arasına tane tane dökülen kırmızı buğdayın bembeyaz una dönüşüp tekneye sıcak sıcak akışını izleyeniniz var mı? Siz taze unun kokusunu aldınız mı hiç. Hele değirmencinin küreğini uzatarak oluktan aldığı taze undan yaptığı kül gömbesini değirmen çöreğini bir kere bile olsa yemeyenlerin o tadı ve güzelliği anlaması çok zor… Bu yazımda sizleri geçmişe götürüp güz aylarında Başçiftlik'te yapılan kış hazırlıklarının en önemlisi değirmen kültürümüzü anlatacağım.

Geçimi tarım ve hayvancılığa dayanan Başçiftlik yöresinde kışlar çok sert ve uzun geçer, ekin hasadından sonra insanlar kışlık un bulgur derdine düşerdi. Harman sonunda ambarlara doldurulan buğdayların bir kısmı köyde bulunan su değirmenlere taşınarak öğütülür un ambarlarında yerini alarak kışın bu undan hazırlanan ekmeklerin mahalle fırınlarında pişirilmesiyle insanımızın karnı doyardı. .

60 ve 70 li yıllarda köyde birçok su değirmeni bulunmaktaydı, bunlardan birkaçı günümüze kadar ulaşmış fakat şu anda köyde çalışan durumda hiçbir su değirmeni kalmamıştır.

Su değirmenleri yüksekten çarkın üzerine dökülen suyun gücüyle taşlarının dönmesi sonucu oluktan dökülen buğdayı en iyi kıvamda yakmadan öğüterek un haline getirir, Suyun dökülmesi taşların hızla dönmesiyle beraber çıkan uğultu değirmen içinde kulakları tırmalayan müthiş bir ses yaratır değirmen içinde herkes ya çok bağırarak ya da işaret dili ile konuşurdu. Undan üstü başı saçları kaşları bembeyaz olan değirmencinin hiç konuşmadan o kocaman buğday seklemlerini kucaklayıp değirmenin buğday-lığına dökmesini, buğdayın akışını kontrol etmesini, hele zaman zaman taşların arasına uzattığı küreğin üzerine dökülen unu parmaklarıyla yoklayarak kıvamını ayarlamasını, suyun ve taşların sesinden işlerin yolunda gidip gitmediğini anlamasını biz çocuklar hayranlıkla seyrederdik. Çarka dökülen suyun “fısın”* denilen yerden köpürerek kabarmasını seyretmeye doyum olmazdı. Fısından köpürerek akan suya hayranlık ve korku karışık duygularla bakarken derin hülyalara dalardık. Biraz daha büyüdüğümüzde ise fısından çıkan suyun dereye karıştığı yerde oynaşan kırmızı kanatlı alabalıkları tutmak bizim için ne büyük zevk olurdu.

Bugün 50 yaşın üzerinde olup ta öküz arabasıyla değirmene seklemlerle buğday taşımayan değirmende bir gece sabahlayıp değirmencinin taze sıcak undan hazırladığı değirmen çöreğini yemeyen yok gibidir. Ateş değirmenlerinin çıkması ve yaygınlaşmasıyla su değirmenleri miadını doldurdu ve tatlı bir anı bir mazi olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı.

O yıllarda Başçiftlik’te özellikle Yazu, Su Çatı, Kavaklu mıntıkası, Güllük ve Değirmen Deresi boylarında çok sayıda su değirmeni bulunmaktaydı. Bu değirmenler sadece Başçiftlik halkının değil uzun yıllar çevre köylerinde buğdayını öğütmüş, ambarlarımızı kaliteli unlarla doldurmuştur. İlk değirmenin hangisi olduğunu kim tarafından kurulduğunu biz bilmiyoruz aslında bu pek önemli de değil, önemli olan kalplerimizde bıraktığı yer ve hafızalarımızdaki izi… Keşke bunlardan birisi geçmişten günümüze bir köprü olarak kalsaydı koruma altına alınsaydı da, bizde çocuklarımıza gösterip “İşte yavrum biz bu değirmenin unlarından yapılan ekmekleri yiyerek büyüdük” diyebilseydik

Değirmenlerimizi ve değirmencilerimizi unutmadık tamamını hatırlıyor onları saygı ve sevgiyle anıyoruz. Kale deresinin ve güllük suyunun üzerindeki benim hatırladığım başlıca değirmenler:

Kısanın Ömerin

Şıkıgilin

Çamcının Adilin

Hallefendilerin

Ilazgilin

Mazingilin

Duduoğlangilin

Çomakgilin

Mıstafefendilerin

Muttalipgilin

Mendayıgilin

Soltanın

Yankesiciğilin

Kokucun

Eseğin


Ve Kerimin değirmenleri Başçiftlik'teki değirmenlere birer örnektir. Elbette başkaları da olabilir. Benim hatırladıklarım sayabildiklerim bunlar. Tam on beş değirmen… Sizce de ilginç değil mi?

Bir tanede bile olsa, günümüzde bu su değirmeninin birinin eski orijinal halinde yaşamasını istemez miydiniz? Sayın belediye başkanım Kültür bakanlığına sunulacak bir projeyle yiten bu kültür mirasını canlandırmak sayenizde mümkün olabilir. Su çatına veya başka bir yere yapılacak bir su değirmeni Başçiftlik ve İskersür vadisinin doğal dokusuna çok farklı bir güzellik ve artı değer katacaktır. Yapılacak su değirmeninin çevresinde alabalık yetiştirilip piknik alanına dönüştürülebilir. Bu nostaljinin canlandırılması için gereken teşvik ve maddi kaynak hazırlanacak kültür projesiyle bulunur sanıyorum.

*Fısın: Değirmenin olundan akan suyun çarka düştüğü yer

Hoşça kalın dostça kalın..


 Metin KILIÇ  Eğitimci, Yazar
 FOTO | Baciftlikblog.com  Yazar Email | metinkilic56@hotmail.com  

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net