Yaşadığınız mekanları tanıdığınız ve bildiğiniz kadar siz oralısınız. Bunun ötesinde sadece nüfus kayıtlarınızda yazan yer isimlerinden ibaret olur köy, kasaba, ilçe ve il isimleri..
Hemşerilik kültürü aidiyet bağından gelir. İnsan kendini nereli hissediyorsa oralıdır. Ancak bazıları için “nerelisin” sorusuna göğsünü gere gere memleketini söylemesi memleketini çok sevdiğinden midir yoksa memleketine duyduğu özlemden mi bilinmez. Bilinen bir gerçek var ki insanlar nerde yaşarsa yaşasın yüzyıllardan beri doğduğu toprakları hiçbir zaman unutmaz “Nerelisin” sorusuna bir çırpıda önce ilini söyleyerek cevap verir. Biz Tokatlıyız demek hoşumuza gittiği gibi birinin bize Tokatlıyım demesi de hoşumuza gider. “Nerelisin” den sonra ikinci soru “neresindensin” dir. Sanki bütün Türkiyeyi il ve ilçeleri bilirmiş gibi.. Aslında bu sorular samimi bir muhabbetin başlangıç anahtarlığını da yapar. Laf lafı açar muhabbet koyulaşır o ilin meşhurlarından başlar iklimine, okul yıllarına askerlik anılarına kadar dayanır gider.
Her memleketin kendisiyle özdeşleşen bazı marka ürünleri vardır. Amasya'nın elması, Isparta'nın gülü Zonguldak'ın kömürü gibi. İç Anadolu’nun her yerinde semt pazarlarında satıcıların domatese patatese “Tokat domatesi, patatesi” demesi yaprak satışı yapanların “Tokat yaprağı” diye bağırmasının gururumuzu okşaması aslında memleket sevdasından başka bir şey değildir.
Hangi takımı tutarsak tutalım kendi şehrimizin takımı söz konusu olunca akan sular durur. Kalbimiz bir başka türlü atmaz mı. Hele gurbet ellerde 60 plakalı bir araba görünce gözlerimiz tanıdık bir sima aramaz mı?
“Tokatlıoğlu”, “Tokatlı” gibi genel şöhrete ulaşmış bazı isimlerin taşıyanlar tarafından nasıl ve niçin aldıklarını bilemiyoruz, ancak bu isimleri taşıyanların geçmişinde bir Tokat bağlarının olduğu, her Tokatlının da bunlara sempati duyduğu yadsınamaz bir gerçek.
Sosyologlar hemşeriliği öne çıkarmanın mikro düzeyde milliyetçilikle eş değer olduğunu söyleseler de doğduğu il insanın markası gibidir. Nereye giderse gitsin nerede olursa olsun insanı doğup büyüdüğü toprak çeker. Biz Tokatlıyız. Kafa kâğıdımızda Tokat yazıyor. Her zaman her yerde göğsümüzü gere gere biraz da övünerek “Tokatlıyım gardaş” demenin gururunu yaşıyoruz. Bu kimseyi kimseden üstün tuttuğumuz anlamına gelmesin. Bu ülke doğusuyla batısıyla alıyla moruyla kızılbaşıyla Sünni’siyle Türk’üyle Kürd’üyle bizim. Çeşitli kültür ve geleneklerin törelerin harmanlanmasıyla oluşan güzel ülkemizin horonuyla, çiftetellisiyle, halayıyla, barıyla içinde kardeşçe yaşayan insanıyla güzel olduğuna inanıyoruz.
Tokat misafirperver ve güler yüzlü çalışkan insanların memleketi,, doğal güzellikleriyle sıcak kanlı insanlarıyla huzurun başkenti.. Öyle bir yer düşününki orman yayla insanın ruhunu dinlendiren temiz hava berrak sular organik besinler zengin doğa çeşitliliği yanında muhteşem güzellikte, çevresiyle, yöresel yemekleriyle görenlerin hayran kaldığı, tekrar gelmek için can attığı bir doğa hazinesi, Kuru ekmekle soğanı lezzetle yiyen, Çeşmeden her su içişte “Şükür Allah’a diyen” insanların mekanı. Böyle bir yer sevilmez mi?
İşte bunun için biz Tokatlı olmanın gururunu yaşıyoruz.
FOTO | Hürriyet.com.tr Yazar Email | metinkilic56@hotmail.com
Hiç yorum yok
Yorum Gönder