21 Eylül 1991 tarihinde vatan borcu için gittiği Şırnak Uludere’de terhisine 21 gün kala, 21 yaşında şehit düşen, mezun olduğu yörenin tek lisesine adı verilen Başçiftlik’in şehidi Murat KILINÇ’ı, Rahmet ve Minnetle yad ederken şehitliğinin 25. yılında o’nu yakından tanıyan kardeşi Mustafa KILINÇ, akrabası Metin KILIÇ, yeğeni Yasin AYAN ve arkadaşları Mustafa KARAKOÇ ve İbrahim BEYAZIT, şehit Murat KILINÇ’a dair bilinmeyenleri paylaştı.
Murat KILINÇ,
1 Mayıs 1970 tarihinde TOKAT ili Başçiftlik ilçesinde dünyaya gelen Murat KILINÇ, beş çocuklu ailenin ilk erkek çocuğu idi. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini memleketi Başçiftlik’te tamamladı.
1990 tarihinde vatani görevini yapmak üzere askere sevk edildi. Acemi birliği için Bilecik Jandarma okuluna, usta birliği için Jandarma Çavuş olarak Şırnak ili Uludere ilçesi Somaktepe Karakoluna gitti. 21 Eylül 1991 tarihinde Şırnak-Uludere Somaktepe Jandarma Karakolunda Jandarma tim çavuşu olarak görevli iken, görev esnasında PKK terör örgütünün kurduğu hain pusuda şehit düştü. 21 yaşında ve bekar olan Jandarma çavuş Murat KILINÇ, yapılan törenle Başçiftlik mezarlığına defnedildi. Ekim 1994 ‘de Şehit Murat KILINÇ’ın adı, mezunu olduğu Başçiftlik Lisesi verilerek okulun adı Başçiftlik Şehit Murat Kılınç Lisesi olarak değiştirildi. |
Kardeşi Mustafa KILINÇ, abisi Murat KILINÇ'ın aile ilişkilerini şöyle paylaşıyordu; “Abim Şehit Murat KILINÇ beş kardeşimizin ortancası idi. Abim benden 3 yaş büyüktü. Her anımız beraber geçerdi. Beraber okula gider, beraber gezerdik. Onun arkadaşlarıyla ben halan arkadaşlığımı çok kuvvetli bağlarla sürdürüyorum. Mahallemizden birini severdi, bende dere mahalleden. Hep bana çok aceleci davranıyorsun, daha önünde ben varım derdi. Bende Traktörün küçük tekeri önden gider der onca önce evleneceğimi söyleyerek abimi kızdırırdım. Bir defasında çok kızmış beni dövmek için yıkmış ama vurmaya kıyamamıştı. Halan havada kalan yumruğu gözlerimin önündedir. Çok yufka bir yüreği vardı. Kavgacı bir yapısı da yoktu zaten. Abim Liseyi bitirince Babamla beraber Antalya’ya çalışmaya gitmiş kazandığı parayla bana elbiseler alıp getirmişti. Cömertti de yani bir Müslümanda bulunan meziyetlerin hepsini barındırırdı üzerinde.
En büyük erkek çocuğu olduğu için hepimizi korur kollar ve severdi. Onu tanıyan herkes bilir ne kadar vefakâr, cefakâr ve insan canlısı olduğunu. Bize abilikten öte Babalık yapardı.”
Mustafa KILINÇ, abisi Murat KILINÇ'ın isminin Başçiftlik'in tek lisesine verilmesini ise şöyle anlatıyor; "Hep düşündüm abim için ne yapabilirim diye sonunda kendisi gibi isminin de ölümsüzleştirilmesi aklıma geldi. Milli Eğitim Bakanlığına dilekçe ile başvurdum, onlarda sağ olsunlar kabul ettiler ve abimin ismi mezun olduğu liseye verildi; BAŞÇİFTLİK ŞEHİT MURAT KILINÇ LİSESİ."
Metin KILIÇ : "Meğer her şey doğru hayat yalanmış."
O dönem Amasya Taşova'da öğretmenlik vazifesini yürüten Metin KILIÇ, yeğeni Murat KILINÇ 'a dair aklında kalanları ve şehadet haberini aldığı gününü şöyle anlatıyordu;"90'lı yıllar da askerde evladı olan anne ve babaların yüreği kıpır kıpır her namazda evlatların sağ-salim dönmeleri için için dua ederlerdi. Murat askerden izine gelmiş evde bize askerlik anılarını anlatıyordu.Söylediği şeyler bize öyle afaki geliyorduki inanmak mümkün değil.. 'çatışmalar.. yaralanmalar ölümler..akıl sağlığını kaybeden askerler..tutarsız komutanlar.. terör karşısında kahramanlık destanı yazan erler..' Meğer her şey doğru hayat yalanmış.."
Murat'ın şehadet haberi geldiğinde ben Taşovada öğretmendim. O gün faravgadaki bir göle balığa gitmiştik gece gölde kalacaktık. Oltaları serdik içimi bir huzursuzluk kapladı. Bir türlü rahat edemedim. Arkadaşımdan beni götürmesini dönmek istediğimi söyledim. Kalmam için çok ısrar etmesine rağmen onu orada yalnız bırakarak gece yarısında eve döndüm. Sabahleyin o uğursuz haber geldi. Murat şehit olmuştu. Bizi kasabaya çağırıyorlardı.”
Metin KILIÇ, şehit babası Salih KILINÇ, yeğeni Murat KILINÇ'ın şehadetine dair rüyasını ise şöyle anlatıyordu;“Şehit babası rahmetli Salih amcam anlatıyor; 'Şehadet haberi gelmeden bir gün önce Murat'ı beyaz bir elbisenin içinde yatakta yatarken gördüm kolu çıplaktı ve üstü açılmıştı üşümesin diye kolunu kaldırarak örtünün içine koydum. Ama kol kayıyor ve yine üstü açılıyordu ve bu birkaç kez tekrar etti..' Anlaşılıyor ki oğlunun şehadeti bir gün önceden rüya yolu ile amcama mail olmuştu Allah Rahmet eylesin..”
Yasin AYAN : " 'Ben nasılsam öyle görünmeliyim' derdi. "
Murat KILINÇ'ın Şırnak’tan izne geldiğinde kundaktayken kucağına alıp öptüğü yeğeni Yasin AYAN, Murat KILINÇ'ın hayatına dair bilinmeyenleri ve askerlik günlerine derlediği notlarında şu ifadelere yer verdi;"Kimseyi kıramayan, herkes tarafından sevilen, alçak gönüllü, kendi halinde birisiydi. Yemek ayrımı yapmaz, her yemeği yerdi. Fakat patates kızartmasını ve Başçiftlik’e has olan yemeklerden Pancar kavurmasını ayrı severdi. Fazla gösterişi sevmez sade giyinir, 'ben nasılsam öyle görünmeliyim' derdi. Çok alçak gönüllüydü, çocuklara, yaşlılara her zaman yardım ederdi. İyi bir Galatasaraylıydı. Top oynamayı maç yapmayı çok severdi. Okuldan gelir gelmez hemen top oynamaya çıkardı. Arkadaşlarına çok bağlıydı hep yanlarındaydı, bi sıkıntıları olduğunda hemen yardımlarına koşardı. Kardeşlerine de Abilikten çok Babalık yapardı, çok yufka yürekliydi, iyi kalpliydi. Ramazan aylarında annesinin sahurda hazırlamış olduğu Katmer ve gözlemeleri mahalledeki kimsesiz ve yaşlı olan Komşularına götürürdü.
...1990 yılında askere gitti. Acemiliğini Bilecik’te yaptıktan sonra Kendi isteği ile yani Gönüllü olarak Şırnak’a gitti. Şırnak Uludere Somaktepe karakolunda Tim çavuşu oldu. Askerliğini hakkıyla yapan herkes tarafından sevilen biriydi. Acemi birliğine giderken çok neşeliydi. Usta birliğine gittiğinde de öyleydi. Fakat izne geldiğinde eski neşesi yoktu, yorgundu. O zamanlar süren Körfez savaşı nedeniyle Kuzey Irak’taki otorite boşluğundan yararlanan bölücü terör örgütü, kamplarını buraya taşımış ve bunun sonucunda Güney Doğu Anadolu’da terör olayları artmıştı. Bu olaylar usta birliğinde onu hayli etkilemişti. Komşularına 'Ben gidiyorum geri gelemeyebilirim, ama bu söylediklerimi annem babam duymasın.' demişti."
Mustafa KARAKOÇ : " Ya ben böyle masum, yüzü güleç bir kimse görmedim "
Mustafa KARAKOÇ, arkadaşı Murat KILINÇ'a dair aklında kalanları şu ifadelerle paylaşıyordu;"Ya ben böyle masum, yüzü güleç bir kimse görmedim tanımadım. 24 yıl önceki gülümsemesi halen gözümün önündedir. Şaka yaparken bile karşısındakini incitmez gülümserdi. yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı. İki elini cebine atar cekedinin uçlarını öne atar öyle gezerdi. Biliyor musun. Seni özledik vede hiç unutmadık ŞEHİDİMİZ. ALLAH bizleri sizlerin şefaatine nail eylesin. Nur içinde yat."
İbrahim BEYAZIT : " Mekanı cennet olsun... "
İbrahim BEYAZIT, arkadaşı Murat KILINÇ'a dair aklında kalanları şu ifadelerle paylaşıyordu;"Çocukluk arkadaşım askere giderken askeri görmek için genelde börek götürülüyordu, asker evine. Murat kardeşimiz de gelen böreklerden gecenin birinde acıktığımızı ifade etmiştik, o da 'evde börekler tepsi ile pişmemiş bir sini börek var' deyince. bizim lakabıyla uzun Olcay'a 'sen siniyi getir, bende evden tüpü' dedi. Gecenin 12'sinde aşağı mahalle Harun dayının çeşmesinde, o gece böreği hep beraber yedik. Bir hafta sonrada askere uğurladık.. Sonrası malum işte, mekanı cennet olsun..."
KOLAJ | Tokattan.net KAYNAK | Basciftlik.net | Basciftlikblog.com
Hiç yorum yok
Yorum Gönder