Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Hasan AÇIKEL | Eski(meyen) Bayramlar...

Zaman ne çabuk geçiyor, 18 saat oruçlu geçen sıcak günleri yaşadığımız kutlu ve bereketli Ramazan ayının sonunda Bayrama eriştik, aradan 2 ay geçti ve bugün Kurban Bayramının arifesindeyiz. Gurbette yaşayanlar Kurban ibadetinin feyzini, bayramın samimiyetini yaşamak, bayramı sıla-i rahimde eş, dost, akraba ve arkadaşlarıyla geçirmek için yollara düştü, kaderine yalnız düşen kentler dolup taşmaya başladı. Hasan AÇIKEL, herkes için bayramları ve bıraktığı izleri yazdı.
Z aman ne çabuk geçiyor, 18 saat oruçlu geçen sıcak günleri yaşadığımız kutlu ve bereketli Ramazan ayının sonunda Bayrama eriştik, aradan 2 ay geçti ve bugün Kurban Bayramının arifesindeyiz. Gurbette yaşayanlar Kurban ibadetinin feyzini, bayramın samimiyetini yaşamak, bayramı sıla-i rahimde eş, dost, akraba ve arkadaşlarıyla geçirmek için yollara düştü, kaderine yalnız düşen kentler dolup taşmaya başladı. Hasan AÇIKEL, herkes için bayramları ve bıraktığı izleri yazdı.

  Bayramlarda, hemen hemen herkesin çok sık kullandığı ve klişe ifade haline gelmiş bir söz vardır; “Nerede o eski bayramlar?” Kimimiz bayram özlemi,  kimimiz ise serzeniş için tekrarlıyor bu kısa, özlü soru cümlesini. Bugün dünyanın değişik yerlerinde yaşayan, sıla hasreti çeken ve bayramların oluşturduğu manevi iklimden mahrum kalanlar için, “eski(meyen) bayramlar” ifadesi, çok daha anlamlı hale geliyor.

Hemen hemen herkes için ayrı bir anlam yüklüdür, bayramlarda. Sadece aileler, anneler, babalar, ablalar, çocuklar, esnaflar için değil şehirler, camiler içinde farklıdır bayramlar... Her ağızda farklı tatlar, yüreklerde farklı heyecanlar bırakır...

Aileler için, bayramlar kavuşmanın ve sevincin diğer adıdır. Zira yolu gurbete düşenlerin birbirlerine kavuştukları, hasret gidermek için bir araya toplandıkları, birbirleriyle kucaklaştıkları gündür, bayramlar...

Anneler, ablalar için sevinçle yorgunluğun birbirine karıştığı tatlı anların adıdır, bayramlar. Zira, belki yakınlardaki, belki uzaklardaki yakınlarının, misafirlerinin beklendiği günlerin öncesinde başlar bayram hazırlıkları. Önce temizlenir, köşe bucak evin her yerini, sonra köylerde ekmek tekneleriyle fırından sıra alınır, parmak ve pide pişirilir, tatlılar yapılır, dolmalar sarılır. Arife gecelerinde yakılan kınalı elleriyle bayram sabahı dahi anneler, ablalar boş durmaz evde. Bayram namazına gidenler için sofra hazırlıklarına başlanır, çaylar demlenir, dolmalar, çorbalar sofraya konulur. Gün boyu misafirler ağırlanır, uğurlanır. Ve geriye tatlı bir yorgunluk kalır.

Çocuklar için, harçlığın, şekerin, leblebinin, lokumun, tatlının, sevginin bol olduğu, yeni oyuncakların ve heyecanın adıdır, bayramlar. Zira günler öncesinde yeni elbise ve ayakkabı alınır ve bayram sabahına kadar saklanır. Bayram sabahında uykulu gözlerle abdest alınır, yeni elbiseler, ayakkabılar giyilir ve tutulur cami yolunu babalarla. Bayram namazı kılınır, sonra büyüklerin elleri öpülür, harçlıklar alınır. Şeker toplanır, bakkallardan çat patlar alınır, oyunlar oynanır...

Ya esnaflar için, bolluk, bereket ve kazancın adıdır, bayramlar. Bayram öncesi dolar bakkallar marketler, alışveriş merkezleri alışveriş yapanlarla. Berber ve kuaförlerde sıra bulmak zorlaşır. Bayramın 1. günü şehirlerde ekmek çıkmaz, arifeden alınır her şey.

Ve üzerine yalnızlık düşen şehir için bayram, bayramdır. Gurbettekilerin sılaya 3-5 günde olsa sılaya dönüşüyle dolar evler, caddeler, sokaklar insanlarla. Sıcak karşılamaların ardından dostlarla akşam oltaları atılır, şehrin meydanlarında, sokaklarında. Eski günler, anlar yad edildiği çay sohbetleri yapılır, kahvelerde geç saatlere kadar. Ve Camiler, namaz öncesi vaaz eden hocanın sesi yankılanır, sonra duyulur müezzinin davudi sesi. Her bayram öncesinde olduğu gibi imamın bayram namazını kılınışını anlatmasıyla başlar bayram namazı, Ve namaz imamın “Bayram; Allah'ı bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı heyecanı taşıyan Müslümanların sevinçlerini paylaştığı mukaddes bir gündür.” cümlesiyle özetlenen hutbeyle biter. Cami kapısında başlar, bayramlaşma telaşı. Sıranın en başına şehrin en yaşlısı ve hürmet görenleri geçer, sırayla bayramlaşır ahali herkesle. Bayramlaşma sonrası kimisi evine kimisi de mezarlığa gider, dua eder ölenlerine. Şehrin her yerinde bayramlaşır ahali gördüğü herkesle, unutulur küskünlükler. Ve bayram sonrası boşalır sokakları, caddeleri şehrin. Yine kaderine yalnız düşer kentlerin.

Ve Kurban Bayramlarında ise kurbanlıklar alınır, günler öncesinden ve bayram günü tekbirlerle kesilir. Üçe ayrılan Kurban etinin bir kısmı fakirlere dağıtılır, bir kısmı gelen misafirlere ikram edilir, kalan ise ev halkına ayrılır... Ramazan Bayramında namaza gitmeden önce bir şeyler yemenin Kurban Bayramında ise kesilen kurbanın eti pişene kadar hiç bir şey yememenin faziletli olduğuna inanılır.

Ve son sözler büyük usta Can YÜCEL'den;
“Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...

Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...

Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.

Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle...

En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.

Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.

"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...

Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.

Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,  nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.

Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!”


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net Genel Yayın Yönetmeni
 KOLAJ | Tokattan.net  Yazar Email | Tokattannet@gmail.com

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net