Mehmet Said Bey 1874 yılında Malatya’da doğmuştur. Mahalli Mekatib-i İptidaiyesi’nde mukaddemat-ı ulum (ilimlere giriş) okuduktan sonra Mardin Kasımıyye Medresesi’ne devam etmiştir. Ayrıca bu şehirde yaşayan Süryani bir rahipten özel olarak Fransızca dersi almştır.13.12.1890 tarihinde Mardin Sancağı Muhasebe Evrak Memuru olarak ilk görevine başlamıştır. Bu arada Mardin eşrafından Abdi Ağa ve Latife Hanımın kızı Nesime Hanımla (1879-1917)evlenmiş, bu mutlu evlilikten 1900 yılında oğlu Mahmut Hilmi 1908’de kızı Refet olmuştur.
27.08.1892 ‘de bu görevinden ayrılarak 16.09.1898 ‘e kadar Diyarbakır Jandarma’da, 17.09.1898 - 9.07.1902’ye kadar Mardin Sancağı Tabur Süvarisi, 13.013.1909 tarihine kadar da Mardin Jandarma Yazıcılığı görevlerinde bulunur. 2.Meşrutiyet döneminde yapılan seçimlerde başarılı olarak 14.03.1909 - 05.08 1912 tarihleri arasında 2.Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Bağımsız Mardin milletvekili olarak katılır. 1.Dönemin bitmesi üzerine Mardin’e dönerek Jandarma Tabur Kâtipliği görevini yürütür.
14.06.1912 de 2.dönem Mardin Bağımsız Milletvekili olarak meclise girer ancak 1.Balkan Savaşı nedeniyle meclis tatil edilince bir yıl açıkta kalır.
Onun için kaymakamlıklar dönemi başlar. İlk görevi 2.10.1913’de başladığı Geyve Kaymakamlığıdır. 1.Dünya Savaşı başlamıştır. O, Sarıkamış Bozgunu, Çanakkale Deniz Zaferi sırasında görevindedir. Bu yıllarda ikinci oğlu Sadrettin doğar. Buradan 25.07.1915 tarihinde Ekim 1919’a kadar çalışacağı İnegöl Kaymakamlığına atanır. Buradaki görevi sırasında verem hastalığına yakalanan eşi Nesime Hanım’ı 1917 yılında kaybeder. Aynı yıl kendisine ikinci eş olarak Zekiye Hanım’ı (1894-1967)seçer.
30 Ekim 1918’de yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan bir ay sonra görevden alınır ve yedi ay açıkta kalır. 07.05 1919’da Söğüt Kaymakamlığına atanır. Beş ay sonra yeniden İnegöl Kaymakamlığına verilir. Bu görevinde 14.09.1920 tarihine kadar kalır. Bu dönem Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı, Erzurum ve Sivas Kongrelerini yaptığı, ilk meclisin açıldığı çalkantılı yıllardır.14.09.1920 tarihinde bu görevinden Kuva-i Milliyeye katıldığı sebebiyle azledilir. Ankara Hükümeti Said Bey’i 29.10.1920 tarihinde Ilgın Kaymakamlığına görevlendirir.Bu sırada Konya ve civarında Delibaş Mehmed siyanı devam etmektedir. İçişleri Bakanı olan Refet Bele Paşa (1881-1963) 1921 yılında Konya’yı isyancılardan temizlemiş sıra Delibaş Mehmed’e gelmiştir. Kaymakam Said yaptığı planlarla Delibaş’ın kendi adamlarını yanına çekmeyi başarmış ve onlar eliyle asinin kellesini kestirerek önce Konya’ya oradan da Ankara’ya göndermiştir.
Bu nedenle halk arasında Said Bey’e “Delibaş’ın başını kestiren kaymakam” denilmiştir. Kaymakamlıklarda son görev yeri 31.05 1921-20.06 1922 tarihleri arasında bir yıl kadar hizmet ettiği Konya Karaman Kazası Kaymakamlığıdır. Sakarya Savaşının büyük bir zaferle sonuçlanmasından sonra rahatlayan TBMM Said Bey’in özellikle Delibaş İsyanı sırasında göstermiş olduğu başarısından dolayı görevinde yükselterek -4000 kuruş maaşla - Mutasarrıf unvanıyla Tokat Sancağı Mutasarrıflığına atamıştır.
Mehmet Said Bey Tokat’taki görevine 21.06.1922 tarihinde başlamıştır. O görevde iken 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başlamış 30 Ağustos 1922’de Başkumandanlık Meydan Savaşı kazanılarak vatan düşman istilasından kurtarılmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrası mutasarrıflık unvanları kaldırılınca
Mehmet Said Bey’in unvanı da 30.09.1923 ‘de Tokat Valiliğine çevrilmiştir. Tokat Valiliği görevinde 5000 kuruş maaş tahsis edilmiş kısa sürede aynı unvanla maaşı 6000 kuruşa çıkartılmıştır. Cumhuriyetin ilanı sırasında Said Bey görevinin başındadır. Bu görevi devam ederken ikinci eşinden Fikret (Tolga) doğmuştur. Said Bey’in bu görevi 11.10.1924’e kadar sürmüş buradan atandığı Trabzon Valiliğine gitmiştir.
(Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Tokat’a geldiği 25 Eylül 1924 tarihinde Said Bey Tokat’tadır.15-17 Eylül 1924 tarihleri arasında yaptığı Trabzon ziyaretinde de Atamızla çekilmiş bir resmi bulunmaktadır. Bunun izahını yakınları Said Bey’in Eylül 1924’de Trabzon’a giderek sözlü emirler doğrultusunda Trabzon Valisi Cemal Bey’den görevi aldığı ancak resmi ayrılışın 11 Ekim 1924 de gerçekleştiği şeklinde yapmaktadırlar.)
Trabzon Valiliği
Trabzon Valiliğine 12.10 1924 tarihinde 10000 kuruş maaşla atanan Mehmet Said Bey, bir önceki paragrafta da belirttiğimiz üzere Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı 15 Eylül 1924 sabahı Hamidiye Zırhlısı ile Trabzon’a gelişinde devlet erkânı ve ulema heyeti ile birlikte karşılar. Aynı gün akşamı verilen yemekte Atamız Vali Said Bey’e “Sizi İstanbul Valisi atadım” deyince şaşıran Vali Said Bey “Aman Paşam, beni affediniz, İstanbul Valiliğini yapamam” deyince Gazi Mustafa Kemal Paşa kızar ve “Said Bey, Said Bey, adam olan haris olur. Haris olmayan adam değildir” hitabında bulunur. Bu sözler karşısında üzülen Vali Said Bey boş bulunup duygularına hâkim olamayarak
Trabzon yılları Vali Mehmet Said Bey için zor bir dönemdir. 1924 yılında yapılan Mübadele ile Trabzon’da yaşayan Rumların sorunsuz bir şekilde Yunanistan’a gönderilmesi ve yerine gelecek Türklerin yerleştirilmesi meselesi vardır ama bu büyük değişimi başarıyla halletmiştir.
Onun döneminde diğer bir konuda 1925 yılında yapılan Şapka İnkılabıdır. Trabzonlular şapka takma işine pek sıcak bakmamaktadırlar. Nihayetinde Yavuz Zırhlısı Trabzon ve Rize Limanlarına gelerek bölge halkına gözdağı verir. Bu sıkıntılı günlerde Vali Mehmet Said Bey şapka konusunda halkın ikna edilerek problemin çözüleceğine inanarak ikna edici konuşma ve toplantılar yapmaktadır. Hükümet ise bu konuda acele etmekte, sıkıyönetim, İstiklal Mahkemesi gönderilmesi gibi isteklerin vali tarafından yapılmasını istemektedir. Said Bey bu istekleri kabul etmeyerek kendisine süre verilirse bu işi çözeceğini, halkın şapka takacağını cevaben bildirmektedir.
Bu zor problemler hükümetle arasını açınca 21 Temmuz 1928 tarihinde görevinden emekli edilerek ayrılmak zorunda kalacaktır.
(1934 yılında Soyadı Kanunu çıkınca Trabzonlular adına kendisini Faik Ahmet Barutçu ve Münir Hüsrev Göle başkanlığında ziyaret eden bir heyet Mehmet Said Bey’e "Soyadının Trabzonlular tarafından Şapka İnkılabı sırasındaki yaklaşımından dolayı ‘ KIYMAZ ‘ soyadını verdiklerini" söylerler.)
Emeklilik ve Haydarpaşa Tren Garı’nda Dram
21.07.1928 ‘de elli dört yaşında emekli edilen Said Bey ailesiyle birlikte İstanbul’a gelip yerleşirler. Altı çocuğa bakmak, dolayısıyla çalışmak zorundadır. Üstelik sadece kızı Refet sadece Çapa Kız Muallim mektebini bitirerek kendisini kurtarabilmiş, öğretmenliğe başlamış diğer çocukların dördü okula devam etmekte ikisi ise henüz okul çağında bile değildir.
İstanbul’da iş arar ama bütün kapılar sanki yüzüne kapanmıştır. Öyle ki zamanla kendisine iş verilmemesi için gizli bir emir verildiği düşüncesine kapılır. Bir akrabası ona iş bulur ama teklif etmekte zorlanır biraz. Haydarpaşa Tren Garında, tren seferlerinin sonunda yolculardan toplanan delikli kartondan biletleri sayarak yüzlük demetler halinde okumamış bir insanın dahi rahatlıkla yapabileceği şekilde ipe dizecektir. Emekli maaşı vardır ama İstanbul şartlarında geçinmesi mümkün değildir. Çaresiz işi kabul eder ama utancından da çocuklarının çalıştığı yere gelmesini istemez.
Ne kadar bu görevi yaptığı bilinmemektedir. Ancak gar çalışanları bir gün onun emekli bir vali olduğunu ve geçmişini öğrenince işin seyri değişir ve Mehmet Said Bey’i Demiryolcular Yardımlaşma Sandığı Müdürlüğü’ne getirirler. Kendisine Haydarpaşa Garı’nın üçüncü katında denize bakan bir oda tahsis ederler. Mehmet Said Bey bu yeni görevden sonra çocuklarını bu odada kabul edebilmiştir.
Başbakan İsmet İnönü İle Karşılaşması
Yıl 1937, Mehmet Said Bey Ankara’ya gezmeğe gitmiştir. Ulus Meydanında gezerken Başbakan İsmet İNÖNÜ makam arabasından onu görür ve yanına çağırır, hal ve hatırını sorar. Kısa sohbetinde ne iş yaptığını da sorup da işsiz olduğunu öğrenince üzülür ve “Yarın Vekâlete gel, görüşelim” der.
Ertesi gün makam odasında görüşürler ve Mehmet Said Bey başından geçenleri özetler. Paşa, hemen Özel Kalem Müdürünü çağırarak, onu tanıtır ve “Cumhuriyetin Valisi aç ve sefil kalamaz, kendisine şerefine uygun bir iş bulunuz” der. Mehmet Said Bey bunun bir gönül alma görüşmesi olduğunu düşünerek İstanbul’a döner.
Bu görüşmeden fazla bir zaman geçmez 1937 Haziranında eve Başbakan İsmet İnönü imzalı bir telgraf gelir. Mehmet Said Bey Ziraat Bankası, Meclis-i Umumi İdaresi Murahhas Azalığına atanmıştır. Kader yüzüne gülmüş, yol artık Ankara’ya görünmüştür 23 Haziran 1937’de yeni görevine evini de taşıyarak başlar. Uzun yıllar bankada daha sonra Şeker Şirketi Murahhas Azalığı yaptıktan sonra görevini bırakır. Bundan sonraki hayatında kendini dinlenmeye çeker, çocuklarının düğün işlerini takip eder.
Bu değerli Valimiz 16.07.1965 ‘de geride yedi çocuk, on yedi torun bırakarak Ankara Numune Hastanesinde vefat eder ve Cebeci Asri Mezarlığına defnedilir.
İşte Tokat’ımızın ilk Valisi Mehmet Said Bey’in kısa hayat hikâyesi budur.
Allah rahmet eylesin.
Hasan AKAR HasanAkar58@hotmail.com
Hasan AKAR'ın Diğer Yazıları
Hiç yorum yok
Yorum Gönder