Responsive Ad Slot

Şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kadim DURMAZ'dan Şehit Yakınlarına Faturalarda İndirim Teklifi

Hiç yorum yok
Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ, Gazilere, harp malullerine ve şehit yakınlarına doğalgaz, internet ve telefon faturalarında indirim sağlanması için kanun teklifi verdi. Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ, ““Fedakâr vatan evlatlarının hakkını ödemek hiçbir şekilde mümkün olmasa da devletimiz bir nebze de olsa gazilerimizin ve şehit ailelerimizin yaşam standartlarını yükseltmekle, onların kimi ihtiyaçlarını gözetmekle yükümlüdür.” ifadelerine yer verdi.

  Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ, Gazilere, harp malullerine ve şehit yakınlarına doğalgaz, internet ve telefon faturalarında indirim sağlanması için kanun teklifi verdi. Milletvekili DURMAZ'ın Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik ön gören teklif TBMM başkanlığına sunuldu.

Kanun teklifinin gerekçesinde, gazilerin ve şehit yakınlarını yaşadığı sosyal ve ekonomik sorunlara değinen Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ, şu ifadelere yer verdi; “ atanımızın ve milletimizin varlığını, devletimizin bütünlüğünü, yurttaşlarımızın huzur ve güvenini sağlayan, görevlerini üstün hizmet anlayışı içinde, canlarını feda etmekten çekinmeyerek yaparken hayatını kaybeden şehitlerimizin geride kalan dul ve yetimleri ile malûl ve gazilerin taleplerinin olabildiğince yerine getirilmesi her şeyden önce kutsal vatandaşlık görevidir. Şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin talep ve beklentileri bir devlet sorumluluğuyla ele alınmalıdır. 

Fedakâr vatan evlatlarının hakkını ödemek hiçbir şekilde mümkün olmasa da devletimiz bir nebze de olsa gazilerimizin ve şehit ailelerimizin yaşam standartlarını yükseltmekle, onların kimi ihtiyaçlarını gözetmekle yükümlüdür.

Bilindiği üzere gazi ve şehit yakınlarına ve harp malullerine elektrik ve su faturasında indirim sağlanmakta; ancak önemli diğer gider kalemlerini oluşturan doğalgaz, internet ve telefon faturalarında herhangi bir indirim sağlanmamaktadır. Özellikle vergilendirme oranları dikkate alındığında ciddi bir gider kalemi haline gelen bu ödemelerde indirime gidilmesi veyahut bu gider kalemlerinden vergi alınmaması dahi anlamlı olacaktır.”

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Tokattan.net      Ulvi GELBAL, Milletvekili Basın Danışmanı

Şehitlerimizin İsimleri Tokat'ta Yaşatılacak

Hiç yorum yok
Tokat Belediye Meclisi Ekim ayı toplantısı Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU başkanlığında belediye sosyal tesislerinde yapıldı. Toplantıda ülke savunmasında canlarını feda eden Tokat'lı 12 Şehidimizin isimlerinin Tokat'ta çeşitli cadde, sokak, park ve sosyal tesislerde yaşatılması kararı alındı. Alınan kararlar sonrası bir teşekkür konuşması yapan Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU"Vatanımız uğruna canlarını feda eden şehitlerimizin manevi şahsiyetini, şehitler diyarı Tokat'ımızda yaşatmayı düşündük." dedi.

  Tokat Belediye Meclisi Ekim ayı toplantısı Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU başkanlığında 5 Ekim 2017 Perşembe günü belediye sosyal tesislerinde yapıldı. Gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantıda ülke savunmasında canlarını feda eden Tokatlı şehitlerin isimlerinin yaşatılması için kentteki çeşitli cadde, sokak, park ve sosyal tesislere verilmesi kararı alındı.

Tokat'lı şehitlerimiz Hüseyin KISA, Mehmet GÜDER, Erkan YİĞİR, Erdem DİKER, Ferhat KOÇBirol YAVUZ, Ferhad KAYA, Salih TORTUM, İzzettin AĞCA, Kürşat İNAN, Dursun YÖNTEM'in isimleri park ve caddeleri verildi. Şehit Tümgeneral Aydoğan AYDIN'ın ismi Geksi Bulvarı'na verilirken, Siirt'te düzenlenen saldırıda şehit olan Astsubay Üstçavuş Yakup AKDAĞ'ın isminin Perakende Mahallesinde yapılacak olan spor kompleksini verilmesi komisyonca uygun görüldü.

Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU, belediye meclis toplantısında alınan kararlar neticesinde şehitlerin isimlerinin kentteki park ve sokaklarda yaşatmayı arzu ettiklerini ifade ederek, "Vatanımız uğruna canlarını feda eden şehitlerimizin manevi şahsiyetini, şehitler diyarı Tokat'ımızda yaşatmayı düşündük. Bu anlamda AK Parti ve MHP Belediye Meclisi üyelerine teşekkür ediyorum" dedi.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokat.bel.tr
 Tokat.bel.tr

Metin KILIÇ | Şehit Murat KILINÇ'ın Ardından

Hiç yorum yok
21 Eylül 1991 tarihinde vatan borcu için gittiği Şırnak Uludere’de terhisine 21 gün kala, 21 yaşında şehit düşen, mezun olduğu yörenin tek lisesine adı verilen Başçiftlik’in şehidi Murat KILINÇ’ı, Rahmet, minnet ve dua ile yad ederken şehitliğinin 25. yılında O'nu yakından tanıyanlardan Eğitimci, Yazar Metin KILIÇşehit Murat KILINÇ’ın şehadeti öncesi ve sonrasında yaşananları aileden biri olarak Şehit Murat KILINÇ'ın Ardından” başlıklı yazısıyla kaleme aldı.

  Kılıçlar ailesi için Eylül ayı hüzünlü bir aydır. Yeğenim (Amcam oğlu) Murat KILINÇ'ın şehadet şerbetini içmesinin seneyi devriyesinde (21 Eylül 1991) bir şehit ailesinin “haleti ruhiye” sini sizlere paylaşmak istedim.

Yıl 1991.. PKK terör örgütü köylere hudut karakollarına saldırıyor yakıyor yıkıyordu.. Evladı askerde olan ailelerin yüreği ağzında gözü kulağı televizyonlarda.. İşte böyle bir günde görev yaptığı Şırnak,Uludere Kayatepe karakoluna yapılan bir saldırıdan sonra hava değişimine (Moral izni) gelen yeğenim Murat KILINÇ hane halkına, kendini ziyarete gelenlere güney doğuyu ve terörü anlatıyor.Amca, dayı, yenge, yeğen, kol komşu ev hınca hınç dolu, hoş beş derken herkes merak içinde o anlatıyor biz dinliyoruz.. “Orada yaşamak çok zor” diyor emmioğlu. “insanlar akşam olmadan evlerine çekiliyor..Ölümün saldırının nereden geleceği hiç belli değil, Gündüzleri hep dağlardayız. Bazen günlerdir banyo yapamadığımız oluyor, uyku uyuyamıyoruz.. Günümüz eller tetikte dua ederek geçiyor. Akşam olduğunda dağlardan atılan mermilerin gökyüzünde bıraktığı izleri seyrederek nöbet tutuyoruz. Çakalların uluması, Keleşlerin makinelilerin çıkardığı mekanik ses hep kulaklarınızda.. Her gün çatışma oluyor taciz ateşine uğruyoruz. Karşı karlı dağlarda ne oluyor ne bitiyor hiç bilmiyoruz. Saldırının nereden geleceği kimin dost kimin düşman olduğu hiç belli değil. Bulunduğumuz karakola her an, her saniye saldırı olabilir.” Dinlediklerim karşısında kanım donuyor. Güçlü bir devletin bir avuç eşkıya karşısında böyle çaresiz kalmasına inanmak istemiyorum. “Türkiye bu hainlere dersini verir” Yeğenim askerlik psikolojisi ve yaşının verdiği gençlik ateşiyle abartıyor galiba diye düşünüyorum.

Hava değişimi izni bitli. Tezkeresine sayılı günler kalan Murat'ı Şırnak a bir kez daha dualarla uğurladık. O giderken “beni merak etmeyin. Hakkınızı helal edin” dedi. Bizde peşinden gülerek el salladık.

Yengem şöyle anlatıyor;

-“Oğlumun şehitlik haberi gelmeden bir gece öncesiydi. Gece yarısı olmuş eşim Salih bir türlü uyumuyor, hafif dalıyor, uykusunun içinde kan ter içinde iniltilerle uyanıyor, onu dürterek uyandırdım.

-Ne oldu Salih hasta mısın? Diye sordum.

-“Yok iyiyim kötü bir rüya gördüm de..” dedi. “Hayırdır inşallah” dedim ama bana rüyasını o kanlı güne kadar hiç anlatmadı.

Ertesi günün öğle vaktine yakın bir saatte köye gelen Jandarma arabası evimizin önünde durduğunda hepimizin yüreği ağzına geldi. Çalan kapıyı eşim açtı. Komutanın yanında “Belediye reisi” de vardı. Buyur ettik. Komutan; selam verip Murat KILINÇ deyince --“ne oldu yavruma” diye bağırdığımı hatırlıyorum. Dünya birden başıma yıkılmıştı. Ev çığlık çığlıga kaldı.. Ağabeylerim, eltilerim, komşular ne zaman geldi,kimden ne duydular hiçbir şey hatırlamıyorum..Anladığım bir şey varsa oğluma kötü bir şey olmuş,komutan ve reis onun haberini getirmişti…”

Reis konuştukça Salih KILINÇ'ın rengi sarardı ayakları titredi gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde etrafa bakarken birden gördüğü rüya geldi gözlerinin önüne. Hayırdır inşallah diye geçirdi içinden ama bir terslik olduğunun o da farkındaydı. Yoksa niye gelsin koca jandarma arabası diye düşündü. Komutan bir kez daha Murat KILINÇ dediğinde oğlu geldi gözlerinin önüne sırma saçlı ela gözlü yiğitler

Yiğidi oğlu… Komutanın dudakları kıpırdıyor bir şeyler söylüyordu ama o eşinin “yiğidim,aslanım Murat'ım diyen sesinden başka bir şey duymuyordu..”Oğlun vatan için şehit oldu” dediklerinde Olduğu yere yığıldı kaldı.. Dili damağı kurumuştu ne desin nasıl davransın bilemiyordu. Kol komşu, ağabeyler, yengeler, akrabalar, kadınlar çocuklar eve dolmuş herkes çığlık çığlığa bağırıp ağlaşırken o olan bitene boş gözlerle bakıyor çenesi titriyor ama ağzından bir tek kelime bile çıkmıyordu…

Komutanın ağzından arka arkaya dökülen “..O bir kahraman… O Bir şehit.. Vatan sağolsun “ sözleri yanan yüreklerin yangınını söndürmeye yetmedi.. Ellerine kına yakarak güle oynaya peygamber ocağı bildiği asker ocağına gönderdiği oğlu bir daha geri gelmeyecek.. Böyle bir acıya nasıl dayanılır nasıl katlanılır. Evden yükselen çığlıklar arşa uzandı önce mahalle sonra köy akın akın eve dolmaya başladı. Yer gök inliyordu annenin “ doyamadım Muradım eli kınalı kuzum… kara gözlü evladım” nidalarından. Aliye KILINÇ adeta deliye dönmüştü. Baş açık yalın ayak oradan oraya koşuyor, kapıda bekleyen askerleri tutuyor birini bırakıp diğerine sarılıyor…  Benim Mıradım nerde.. Oda sizin gibi askerdi …Eli kınalı gönderdim ben onu askere.. verin oğlumu” diyordu. Zapt etmek ne mümkün… Askerlerin de iki gözü iki çeşme… Olayın vahametine varamayan kardeşler Safiye, Hamide, Mustafa, Adem olan biteni korku ile izliyor çırpınan annelerine boş boş bakıyorlardı.…

Eve ateş düşmüştü bir kere…

Mıradım aslanım… şehit olmuş komşular” diyen yengemi susturmak cenaze gömülene kadar hiç mümkün olmadı.. Eve gelen sağlıkçılarda fayda vermedi. Kılıçlar sokaktan yükselen ağıt sesleri günlerce yeri göğü inletti.. Başçiftlikliler ve komşu köyler..Duymayanlar duyuyor bölük bölük cenaze evine akıyordu

Daha 21 yaşındaydı Murat KILINÇ.

Çakı gibi delikanlı Ailenin en büyük erkek evladı

Nişanlı sözlü değildi ama elbette onunda bir yavuklusu,

Yarınlar için umutları vardı.

Tezkeresine sayılı günler kala Şırnak Uludere de Karakola yapılan hain bir saldırı sonucunda göğsünden vurularak şehit olmuştu emmim oğlu Murat KILINÇ. Birkaç gün sonra tezkere alacak, köyüne dönecek yavuklusu ile nişanlanacak kendine yeni bir hayat kuracaktı. Baba ocağına çok sevdiği köyüne cansız bedeni cenaze arabasının içinde bayrağa sarılı üzerine künyesi takılı tabutla geldi.. Özel eşyalarının ve sivil elbiselerinin içine konulduğu bez çanta eve gelip imza karşılığında teslim edilince aile inandı ki Murat gerçekten öldü.. hiçbir el evin ortasına konan o valizi açmaya gitmedi..bakıp bakıp ağladı herkes. 90 yaşındaki babaanne nasırlı elleri, kırış kırış yanaklarıyla valizi öpüp kokladı sanırsınız valizi değil torununu kokluyordu “keşke yerine ben öleydim oğlum” dedi.. o öpüp kokladıkça evdeki gözyaşları sel oldu aktı.. yer gök inledi evden yükselen ağıtları tüm Başçiftlik halkı gözyaşları içinde dinledi…

Askerler tabutun önüne üzerinde “Şehit Murat KILINÇ yazan Çerçeveli bir resim koymuştu. Bu resim elden ele geziyor, onu herkes sarılıp öperken sanırsınız ki Murat gülümseyen gözlerle çerçevenin içinden kendi cenaze törenini izliyor,

Murat KILINÇ binlerce kişinin tekbir sesleriyle toprağa verildi..

Günler sonra, Salih amcam gözleri yaşlı… “ben biliyordum. Ben böyle olacağını biliyordum.” Dedi. Eliyle odadaki tahta divanı göstererek rüyasını anlatmaya başladı “Oğlum Murat'ım şu divanda yatıyordu. Üstünde beyaz bir çarşaf var, çıplak kolu yorgandan dışarı kaymış, üşümesin diye kolu alıp alıp içeri sokuyorum, kol yine kayıyor. Bunu iki üç kere tekrarladım. Meğer ölüm bana malum olmuş da ben anlayamamışım” dedi. Dedi ama oğlunun öldüğüne de hiçbir zaman inanmadı. Gelecek diye hep yolları gözledi. Günlerce Niksar'dan gelen arabaların yolunu bekledi inen yolcuların içinde gözleriyle hep oğlunu aradı.

Allah hiç kimseye evlat acısı vermesin

Amcam ve yengem yıllarca mezarlığa gittiler geldiler..Çocuk sever gibi mezar taşlarını öpüp sevdiler Çiçekler, yemekler götürüldü. Çalı çırpı temizlendi. Bayrağın dalgalandığı mermer mezara çamlar dikildi, Yengem geceler boyu yanık sesiyle ağıtlar söyledi..Ne acılar dindi, nede umutlar tükendi..

Derdini hep içine atan Salih amcam kanser illetine yakalandı. Fazla uzun yaşamadı.

Yengem her namazda Apo'ya beddualar etti. TV de şehit haberleri okundukça aklına oğlu geldi. Ağlamaktan göz pınarları kurudu. Sonunda Alzheimer hastalığına yakalandı adı dahil her şeyini unuttu ama Murat ını asla…

Seni unutmadık… Melekler yoldaşın, cennet mekânın olsun Sevgili yeğenim


 Metin KILIÇ  Eğitimci, Yazar
 KOLAJ | Tokattan.net  Yazar Email | metinkılıc56@hotmail.com

Hasan AÇIKEL | Şehit Murat KILINÇ'tan Arda Kalan

Hiç yorum yok
Ah gideni değil de kalanı boğar ayrılık, yanar dağlar kadar. Yalnızlıktır yoldaşın, artık mevsim hep sonbahar… "Murat KILINÇ’ın şehadet ayrılığı ile gün geceye kavuşmuş, yüreğimiz uyuşmuştu. Ailesine, arkadaşlarına ve sevenlerine kavuşmasına 21 gün kala, 21 yaşında bir yiğit el çekmişti bu dünyadan. Hasretle bekleyen gözlerde sadece anılar kalmıştı... " Hasan AÇIKEL'in kaleminden Şehit Murat KILINÇ'tan Arda Kalan sizlerle...

Türkiye 1 Kasım’da tekrar seçime giderken ülkemizin üzerinde bir türlü dağılmak bilmeyen kara bulutlar dolaşıyor. Bir yanda üzerimizde Ortadoğu laneti, diğer yanda doğumuzda yaşanan, yıllardır bitmeyen ve kardeşliğimizi bozan terör belası. Birde bunun üzerine ekonomik sıkışmışlık içinde ahlaki dezenformasyona uğramış bir toplum. Gündem üzerine gündem, her an her gün yeni bir hezeyan. Uzun yıllar yurtdışında yaşamış bir arkadaşım şöyle demişti; “Bu ne kardeşim, yurtdışında yaşarken ülkede bir helikopter kazası olmuştu, 6 ay o konuşuldu. Türkiye’ye geldim geleli her an, her gün bir olay, aksiyon üstüne aksiyon”. Gerçekten halimiz böyle değil mi? Aksiyon üstüne aksiyon. Ama bu sıkıcı ahvalin içinde güzel bir zaman dilimine giriyoruz; Kurban Bayramı.

Bayramı gurbette karşılayacak olan birçok hemşerimiz gibi ben de gurbetteyim bu bayram. Ve sizler için bayram yazısı yazmak için bilgisayarımın başındayım. Bir bardak çay, arka fonda birbirinden güzel Anadolu ezgilerini yürekten seslendiren sesler. Aklımda ise o eski hayal meyal hatırladığım yaz ayında Başçiftlik’te, yaylalarda kurban telaşıyla yaşanan tatlı anılar. Arifeden misafirlerin geldiği, bayram namazıyla başlayan sabah sofra buluşmalarıyla devam eden kurban kesimiyle zirveye ulaşan, kurban paylarının dağıtımıyla kardeşlik duyguların oluk oluk aktığı, tadıyla evlerde, yaylalarda kesilen kurban etleriyle yapılan kavurmaların, ızgaraların lezzetleri… Aslında bunları paylaşmak için oturmuştum klavyemin başına. Beni bayram hayalinden duygusal çöküşe gark eden belki yüzlerce defa dinlediğim o ses, o sözler, o müzik bir an yüreğimi yakmıştı. Şair Erdem BEYAZİT’in enfes ifadesiyle “Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden. Harfler harp düzeni almıştır mısralarında.” Yazmayı bıraktım, tekrar tekrar dinlemeye başladım o sözleri;

“Ah gideni değil de kalanı boğar ayrılık, yanar dağlar kadar, 
Yalnızlıktır yoldaşın, artık mevsim hep sonbahar… 

Gün geceye kavuşur, yüreğin uyuşur, 
El çekersin bütün dünyadan, 
Hasretin tutuşur, anılar uçuşur, 
Acı bir elvedadır arda kalan, 
Yalan aman aman ötesi yalan de yalan 

Sana değil sitemim kaderime küserim 
Bir gün kavuşuruz nasılsa derim 
Özlemek ne demek iyi bilirim 

Gün geceye kavuşur, yüreğin uyuşur, 
El çekersin bütün dünyadan, 
Hasretin tutuşur, anılar uçuşur, 
Acı bir elvedadır arda kalan, 
Yalan ötesi yalan de yalan...”

Küçük küçük notalarla başlayıp giderek bir bütünü oluşturan, sizi o mükemmel bütüne götüren bir şaheser bu ezgi, Türk filmlerine müzikleriyle can veren Cahit BERKAY’ın güftesi, Derya PETEK’in kadife sesiyle yüreğimize hitap eden Arda kalan’ dan başkası değildi. Bana 24 yıl önce 21 Eylül 1991 tarihinde Şırnak Uludere'de komutanı olduğu time kurulan hain bir pusuda, tezkeresine 21 gün kala toprağa düşen 21 yaşında bir yiğidi, Şehit Jandarma Çavuş Murat KILINÇ'ı ve birkaç gündür sayfalarımızda paylaştığımız kareleri anımsattı. Sanki bu iç burkan türkü, şehadetiyle yüreğimizi yakan Murat KILINÇ’ın ardından kaleme alınmış gibiydi.

Gideni değil de kalanı boğmuştu Murat KILINÇ’ın şehadet ayrılığı… Ailesi kadar arkadaşlarının sevenlerinin ve Başçiftliklilerin yürekleri yanar dağlar kadar dağlanmıştı, mevsim hep sonbahardı. 1991 sonbaharından bugüne, aradan geçen 24 yıla rağmen Murat KILINÇ’ın sevenleri için ve dahi ülkemiz için mevsim hala sonbahar, terör hala terör…

Murat KILINÇ’ın şehadet ayrılığı ile gün geceye kavuşmuş, yüreğimiz uyuşmuştu. Ailesine, arkadaşlarına ve sevenlerine kavuşmasına 21 gün kala, 21 yaşında bir yiğit el çekmişti bu dünyadan. Hasretle bekleyen gözlerde sadece anılar kalmıştı. Murat KILINÇ’tan ise acı bir elvedadır arda kalan… Yalan aman aman ötesi yalan da yalan…

Bugün, 24 yıl önce aramızdan ayrılan Şehit Jandarma Çavuş Murat KILINÇ’ı Rahmet, minnet ve özlemle yad ederken, tüm sevenleri gibi sitem etmiyoruz, bir gün kavuşuruz nasılsa diyoruz…

Başta tüm bu topraklar için kurban olan şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyor, ailelerine saygı ve hürmetlerimi sunuyor, onların ve herkesin Kurban Bayramını tebrik ediyorum.

İyi Bayramlar…


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net Genel Yayın Yönetmeni
 KOLAJ | Tokattan.net  Yazar Email | Tokattannet@gmail.com
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net