Responsive Ad Slot

Atatürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atatürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Atatürk'ün Vefatı Sonrası Tokat

Hiç yorum yok
T akvim yaprakları 10 Kasım 1938 Perşembe gününü gösterdiğinde Cumhuriyetimizin Kurucusu ATARTÜRK'ün vefatı üzerine müdavi ve müşavir doktorları tarafından “Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vahamet dün gece saat 24.00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinci Teşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe Büyük Şefimiz derin koma içinde terk-i hayat etmişlerdir. ifadeleri raporlaştırılıp Hükümet’e bildirilmiş, Hükümet vefat haberini yayınladığı resmî bir tebliğ ile kamuoyuna açıklamıştır. TBMM'de kararlaştırılan Atatürk’ün cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım’da, İçişleri Bakanlığı yayınlanan genelge doğrultusunda, tüm yurt da eş zamanlı olarak Atatürk için düzenlenen cenaze merasimleri Tokat, Turhal ve Zile’de de yapılmıştır.

  Milletlerin tarihine yön veren büyük şahsiyetlerin hayatları boyunca yaptıkları işler kadar, vefatları da yön verdikleri milletler üzerinde derin izler bırakmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk harp meydanlarında kazandığı büyük zaferleri, yeni ve milli temeller üzerine inşa edilen modern Türkiye Cumhuriyeti ile taçlandırmıştır. 10 Kasım 1938’de İstanbul’da hayata gözlerini yuman ve ömrünü milletine vakfeden Atatürk’ün vefatı tüm yurtta geniş yankı uyandırmış ve üzüntüyle karşılanmıştır. 

Atatürk’ün cenaze töreni 21 Kasım 1938’de Ankara’da yapılmış ve naaşı geçici olarak Etnografya Müzesi’ne kaldırılmıştır. TBMM tarafından kararlaştırılan Atatürk’ün cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım’da, İçişleri Bakanlığı yayınlanan genelge doğrultusunda, tüm yurt da eş zamanlı olarak Atatürk için düzenlenen cenaze merasimleri Tokat, Turhal ve Zile’de de yapılmıştır.

Tokattan.net olarak Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yunus Emre TEKİNSOY'un Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi için kaleme aldığı "Atatürk’ün Vefatı Nedeniyle Tokat, Turhal ve Zile’de Yapılan Merasimler" adlı çalışmasının ışığında Atatürk'ün vefatında sonra yaşanılanları ve Tokat'ta yapılan merasimleri derledik...

Atatürk’ün Vefatı
  Ömrünün çoğunu harp meydanlarında ve sonrasında kurucusu olduğu Cumhuriyetin ilelebet payidar olması için yapılan çalışmalarda geçiren ve gerektiğinde 24-30 saat aralıksız çalışabilen, saatlerce ayakta durduktan sonra bile en ufak bir yorgunluk belirtisi göstermeyen Atatürk, 1937 yılına gelindiğinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Atatürk’ün rahatsızlığının tüm süreçlerini Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp, Dr. Ziya Naki Yaltırım, Dr. Refik Saydam, Dr. Hulusi Alataş ve Dr. Asım Arar yakından izlemişler, ancak Atatürk doktorlara pek yardımcı olmadığı için laboratuar incelemeleri yapılamamıştır. Siroz hastalığına yakalanan, ancak teşhisi hemen konulamayan Atatürk için Türk doktorlarının yanı sıra yurt dışından da tanınmış doktorlar getirtilmiş ve yeni tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Ancak doktorların dinlenme uyarılarına uymayarak Hatay meselesi üzerinde yoğun mesai harcaması ve bu nedenle 1938 yılının Mayıs ayında yurt içinde gezilere çıkması Atatürk’ü yatağa mahkûm etmiştir.

Karnından su aldıran ve komaya girmeye başlayan Atatürk, yine komaya girdiği bir gecenin sabahında 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9.05’te Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmiştir. Atatürk'ün vefatı üzerine müdavi ve müşavir doktorları tarafından “Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vahamet dün gece saat 24.00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinci Teşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe Büyük Şefimiz derin koma içinde terk-i hayat etmişlerdir.” ifadeleri raporlaştırılıp Hükümet’e bildirilmiştir. Hükümet vefat haberini yayınladığı resmî bir tebliğ ile kamuoyuna açıklamış, telefon ve telgrafın yanı sıra radyo ile de öğlen saatlerinden başlanarak hem Türk kamuoyu hem de 11 farklı çeviri ile dünya kamuoyu durumdan derhal haberdar edilmiştir. Birçok gazete siyah beyaz olarak 2. baskıyla yayınlanan resmî tebliğ ile birlikte hadiseyi okuyucusuna duyurmuş, Dolmabahçe Sarayı’ndaki Cumhurbaşkanlığı forsu yarıya indirilmiştir. Ülkede “Milli Matem” ilan edilmiştir. Kısa sürede acı haber her yere yayılmış resmi daireler, müesseseler ve sefarethaneler bayraklarını yarıya indirmişlerdir. Tüm eğlence yerleri, içkili lokantalar ve bazı mağazalar kara haberi duyar duymaz kepenk kapatmışlardır. İstanbul’daki yabancı devlet temsilcileri resmi kıyafetleriyle Saray’a giderek açılan özel defteri imzalamaya başlamışlardır.

11 Kasım 1938 Cuma günü TBMM toplanarak Batı’da Atatürk sonrası ile ilgili duyulan endişenin aksine Türk devlet ricali soğukkanlı davranmış ve TBMM yeni devlet başkanı olarak CHP Malatya Milletvekili İsmet İnönü, oylamaya katılan 348 milletvekilinin tamamının oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir.  İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından istifasını sunan Başbakan Celal Bayar'a icra vekillerinin görevlerine vekâleten devam etmelerini rica etmiş ve yeni hükümeti kurma görevini yeniden Bayar’a vermiştir.

Atatürk’ün cenaze merasimine ait program TBMM’de müzakere edilerek hazırlanmış, 21 Kasım’da yapılacak olan cenaze törenini düzenlemek üzere Numan Menemencioğlu başkanlığında toplanan komisyon, Atatürk’e layık bir “Anıt-Kabir” yapılıncaya kadar naaşın Etnografya Müzesi’nde kalacağını duyurmuştur. 16 Kasım’da Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın büyük tören salonunda bir katafalk üzerine yerleştirilerek üç gün süreyle halkın ziyaretine açılmıştır.

19 Kasım sabahında İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Ord. Prof. M. Şerafettin Yaltkaya tarafından Türkçe tekbirler eşliğinde Dolmabahçe Sarayı’nda kıldırılan cenaze namazı ardından Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe’den Sarayburnu’na getirilmiş ve Zafer Torpidosu ile Yavuz Zırhlısına konulmuştur. Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e getirilen Atatürk’ün naaşı, İzmit’te Cumhurbaşkanlığı Treni’nde kendisi için hazırlanan özel vagona yerleştirilmiş, Bilecik, Eskişehir, Polatlı ve Etimesgut’tan sonra 20 Kasım’da Ankara’ya ulaşmıştır. Tüm devlet erkânı ile yoğun bir kalabalığın karşıladığı naaş, trenden alınarak top arabasına konulmuş, büyük bir törenle TBMM’nin önünde hazırlanan katafalka yerleştirilmiştir ve halkın ziyaretine açılmıştır

21 Kasım’da ise aralarında çok sayıda yabancı devlet temsilcisinin ve askerî birliğinde bulunduğu büyük bir törenle TBMM’den alınan naaş, 80 askerin çektiği top arabasının üzerinde Türk milletinin göz yaşları arasında geçici kabri olan Etnografya Müzesi’ne getirilmiş ve  hazırlanan mermer lâhdin üzerine yerleştirilmiştir. Törenden yaklaşık 4 ay sonra Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabre konulmuştur. 15 yıl sonra, 10 Kasım 1953’te ise Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’nden alınarak ve Anıtkabir’e defnedilmiştir.

Atatürk’ün Vefatı Nedeniyle Yapılan Merasimler
  Atatürk’ün vefatı nedeniyle gerek İstanbul ve Ankara’da, gerekse tüm yurt da yapılacak olan törenlerin olası bir kargaşaya yol açmaması ve tam bir düzen içerisinde gerçekleştirilmesi için İçişleri Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından Valiliklere bir genelge gönderilmiştir. Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesi’ne konulacağı gün olan 21 Kasım 1938 Pazartesi günü Türkiye genelindeki tüm il ve ilçelerde yapılması öngörülen merasimde intizam ve ihtimamın temini için şu tedbirlerin alınması istenmiştir:
1- Tören saat 14:00’te başlamalıdır.
2- Halk tam saat 14:00’te heykel ve büst olan yerlerde bunların etrafında, olmayan yerlerde ise Cumhuriyet Meydanlarında toplanmalıdır.
3- Heykel ve büst bulunmayan meydanlarda güzel ve büyük bir kürsü üzerine Atatürk’ün bir fotoğrafı konulmalıdır. Kürsü Türk bayrağı ve CHP bayrağıyla örtülecek, ayrıca hiç bir siyah işaret bulundurulmamalıdır.
4- Toplanma işi planlı ve düzenli olmalıdır. Bu maksatla yetkili teşekküllerin temsilcilerinden bir komisyon oluşturulmalıdır. Bu komisyon toplanma yerini tetkik etmeli ve toplanma şeklini gösteren birer kroki yaparak toplanmayı idare edecek yeterli miktarda memur tayin etmeli ve bunlara görevlerini öğretmelidir. Parti mensuplarının bu işte görevlendirilmeleri esastır.
5- Atatürk’ün büyük eserini emanet ettiği Türk gençliğine ve öğrencilere toplanma meydanının ön tarafında yer verilmelidir.
6- Bando mevcut olan ve Şopen’le Beethoven’in matem müziklerini çalabilecek vaziyette bulunan yerlerde İstiklâl Marşı’ndan sonra törene bu müziklerle başlanmalıdır, bando bulunuyorsa ve bu müzikleri çalma imkânı yoksa tören İstiklâl Marşı’yla başlamalı ve bando olmayan yerlerde de halk tarafından İstiklâl Marşı okunduktan sonra tören açılmalı ve bundan sonra hiç bir şey çalınmamalıdır.
7- Tören bu şekilde açıldıktan sonra her yerde üç nutuk söylenmelidir. Bu nutukları; Parti Temsilcisi, Belediye’den biri (belediye olmayan yerlerde köy ihtiyar heyetlerinden biri) ve halktan bir genç söylemelidir. Halkevi olan yerlerde Halkevi üyelerinden bir kişi de nutuk söylemelidir. Nutuklar mahalli Parti örgütünün tasvibinden geçmelidir. Bu nutuklar da Atatürk’ün eserleri, memlekete ve millete yaptığı büyük hizmetler, hayatı ve onun aramızdan ayrılmasıyla duyulan yas ve elem tebarüz ettirilmelidir. Kendi nutuklarından onuncu yıl nutku ve gençliğe hitap gibi parçalar, vecizelerden seçilmiş bazı kısımlar okunmalıdır. Nutuklar milletin Atatürk’e saygı ve sevgisini ebedi olarak onun manevi varlığı ve hatırası etrafında toplanacağını, bu topluluktan en büyük milli vahdet ve kudreti alacağını, eserine bağının bu birlikte ebedileşeceğini söyleyerek ve nihayetinde Atatürk’ün eserlerine
ve yaptığı inkılâplara daima artan bir inanla bağlı kalıp onları ileri götüreceklerine ant içerek bitirilmelidir.
8- Tam saat 16.00’da Dahiliye Vekaleti’nin yaptığı tamimde zikrettiği veçhile ve vasıtalarla bildirilerek üç dakikalık bir saygı duruşu yapılmalıdır. Tam bu saatte sükût ve ihtiram vazifesini yapabilmek için yukarıda söylenen merasim ve nutuklar ona göre tertip ve tamim edilmelidir.
9- Üç dakikanın bitiminde altı meşale derhal ateşlenmeli ve Atatürk’ün heykeli büstü ve yahut resmi önünden ihtiram geçidi başlamalı bu suretle halk dağılarak merasim sona erdirilmelidir.
10- Toplanma meydanına gelirken arzu edenler Atatürk’ün heykel, büst veya fotoğrafları önüne çelenk, buket ya da yeşillik koyabilmelidir.
11- Halkevlerinde 22 Kasım 1938 Salı gününe kadar toplantılar yapılmamalıdır.
12- Hareket, toplantı ve merasim esnasında hiçbir siyah işaret bulundurulmamalıdır.
13- Bütün bu merasime ait ayrıntılar her yerin ayrı ayrı vaziyeti tespit edilerek bir raporla ve mümkün olan yerlerde bu merasim izlenimleri fotoğraf sinema ile tespit olunup bunlar da bilahare basılmak üzere parti genel sekreterliğine gönderilmelidir.

Yurdun her yerinde olduğu gibi Tokat, Turhal ve Zile’de de Atatürk’ün vefatı nedeniyle 21 Kasım 1938 Pazartesi günü düzenlenen merasimlere askeri ve mülki yöneticilerin yanı sıra öğretmenler, öğrenciler, esnaf ve memurlarla birlikte halk da kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı olmaksızın tam kadro katılmıştır. Merasimlerde Atatürk’ün vefatı nedeniyle duyulan acı hep bir ağızdan dile getirilmiş, bunun yanı sıra CHP, Halkevi, Belediye ve Gençliği temsilen birer kişi O’nun hayatını, eserlerini, hizmetlerini, inkılâplarını ve duyulan üzüntüyü içeren konuşma yaparak hislere tercüman olmuşlardır.

Tokat’ta Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Tokat’ta da ilk önce radyo yayını ile duyulmuştur. Tokat’ın yerel gazetesi olan ve haftada iki gün yayınlanan Yeşilırmak Gazetesi 11 Kasım 1938 tarihli sayısında vefat haberini Tokat'lılara “Sayın Okuyucular! Size bugün büyük Atamızın ebediyete kavuştuğunu gözyaşlarımızla haber veriyor ve üzülüyoruz” manşetiyle duyurmuştur. Tokat Belediye Başkanı Remzi Topçam, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye, Başbakan Celal Bayar’a ve TBMM Başkanı M. Abdülhalik Renda’ya birer taziye mesajı göndererek Atatürk’ün vefatı nedeniyle hem kendisinin hem de Tokatlıların duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir.

İçişleri Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından Valiliklere gönderilen yukarıdaki genelge doğrultusunda tüm illerle bunlara bağlı ilçe ve beldelerde olduğu gibi Tokat’ta da bir merasim düzenlenmiştir. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü düzenlenen merasimde CHP, Halkevi, Belediye ve Türk Gençliğini temsilen birer kişi tarafından konuşma yapılmıştır. 

CHP adına konuşma yapan Tokat Kültür Direktörü Alişan Reşit Tanural, konuşmasında “Ey bu topraklar için savaşarak en sonda bu topraklara gözlerini kapayan Atatürk! Yıldızları değil, mümkün olsa da kızgın çöl güneşlerini yanına getirsem, Balkanları, Karpatları, Kafkasları, Torosları dile getirsem, mızraklı alayları, süngüleri çekilmiş orduları, tarihe geçmiş zaferleri, gaza bayraklarını tabutunun arkasından koştursam, Çanakkale’de yatan on binlerce şehitleri konuştursam, on binlerce şehit ve öksüz annelerinin kanlı göz yaşlarını tabutunun geçtiği yollara döksem; tabutunun ayak ucuna günlerce kapanıp ağlasam büyüklüğünün karşısında bir şey yapabildim diyemem” ifadelerine yer vermiştir.

Tanural’dan sonra Halkevi adına Tokat Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Korkut Araz  kürsüye çıkmış, konuşmasına Türk gençliğine, Türk ordusuna, babalara ve annelere ayrı ayrı seslenerek başlamış, bir nevi onların duygularına tercüman olarak oldukça duygusal bir konuşma yapmıştır.

Araz’dan sonra Belediye adına kürsüye çıkan Tokat Gazi Osman Paşa İlkokulu Baş Öğretmeni Fahri Alpay konuşmasında on beş yıldır her günün bir bayram edasında geçtiğini; ancak Atatürk’ün vefatı nedeniyle dudakların bir tek kelimenin ifadesinden bile aciz, kalplerin halsiz ve dimağların mecalsiz olduğunu ifade etmiştir.

Alpay’dan sonra Türk gençliğini temsilen konuşma yapan Ortaokul Yar Direktörü İsmail Bayram konuşmasında Atatürk’ün vefat etmesinin üzerinden henüz on bir gün geçtiğini ve Atatürk’ün vefatının Türk Milletini derin matemlere sevk ettiğini ifade etmiştir. Bayram sözlerini “göz yaşlarımızı birbirine katarken el ele verelim ülkü ve idealimizin tahakkuku için çalışalım, büyüklerimize bağlı küçüklerimize faydalı olalım, büyük babamızın manevi huzurunda hürmetle eğilirken O’na rahmet Milletimize sağlık dilerim” şeklinde sonlandırmıştır

Turhal'da Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Turhal'da da ilk önce radyo yayını ile duyulmuştur. Genelge doğrultusunda 21 kasım 1938 Pazartesi günü cenaze merasimi düzenlemek üzere oluşturulan komisyonda Nahiye Müdürü Hamdi Yegen, Askerlik Yollama Müdürü Üsteğmen Lütfi Çakır, CHP Başkanı Sami Erk, Halkevi Başkanı Raif Yazgan, Belediye Başkanı Ali Galip İşeriBaşöğretmen Ali Rıza Gönenç ve Emniyet Komiseri Cemal Okutgen yer aldı. Komisyon tarafından en ufak ayrıntısına kadar planlanan merasimde alınacak vaziyeti çizilen bir kroki ile belirlemiştir. Ayrıca, komisyonda Şeker Fabrikası’ndan temin edilen hoparlörün Cumhuriyet Meydanı’nın karşısındaki ilkokulun üzerine konulması, parti radyosunun bu hoparlöre bağlanması ve sabah saat 09:00’dan itibaren Ankara’da gerçekleştirilen törenin halka dinletilmesi kararlaştırılmıştır.

Merasim 14:00’te Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk büstünün etrafına CHP, Belediye, Halkevi, Şeker Fabrikası, Okul, dikiş yurdu vs. adına çelenkler konulduktan sonra İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlamıştır. CHP adına Başöğretmen Ali Rıza Gönenç, halk adına fabrika memurlarından Hayri Toksöz, Belediye adına da öğretmen Mustafa Örnek tarafından Atatürk’ün eserleri, hayatı, memlekete yaptığı hizmetler ve vefatı nedeniyle duyulan derin üzüntüye dair birer konuşma yapılmıştır.

Saat 16.00’da Turhal Kalesi’nden bir top atışıyla üç dakikalık saygı duruşunun başladığı, üç dakikanın sonunda ise Şeker Fabrikası’ndaki düdükten sinyal verilmek suretiyle saygı duruşunun bittiği halka duyurulmuştur. “Altı Oku” temsil eden altı meşale yakıldıktan sonra öncelikle Jandarma ve Polis, sonra İlkokul öğrencileri, onları takiben bayanlar, memurlar, CHP’nin ileri gelenleri, şeker fabrikası mensupları, esnaf ve halk Atatürk büstünün önünden resmi geçit şeklinde geçmişler ve Turhal’daki tören bu şekilde sonlandırılmıştır.

Zile'de Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Zile'de de ilk önce öğle saatlerinde radyo yayını ile duyulmuştur. Haberi duyan binlerce vatandaş Zile Halkevi’nin önünde toplanmıştır. Yeşilırmak gazetesinde verilen habere göre; Hükümet’in resmi tebliği ile haber teyit edildikten sonra binlerce kişi “Atamız Ölmez ve Ölmeyecektir” diye birbirlerini teselli etmişlerdir.

21 kasım 1938 Pazartesi günü Tokat’ta ve Turhal’da olduğu gibi Zile’de de binlerce kişinin katıldığı bir cenaze merasimi tertip edilmiştir. “Altı Oku” temsil eden altı meşale yakılarak Atatürk anılmıştır 


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Dergipark.org.tr/YunusEmreTekinsoy
 Dergipark.org.tr/YunusEmreTekinsoy

İbrahim BEYAZIT | 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü

Hiç yorum yok
Bugün Türk Kadınının, hak ettiği değerlerden seçme ve seçilme hakkının verilişinin 83.yıl dönümü...

Tarihimizle ne kadar gurur duysak azdır. Türkler tarih sahnesine çıktıkları andan itibaren yaptıklarıyla gönülleri fethederek insanlığın onurunu korumayı başarmıştır. 20.yy ve 21.yy. argümanları içinde kadının sosyalleşmesi adına yapılanlar Türklerin Cumhuriyet ve Aydın kimliğini ön plana çıkarmıştır.


Ailenin yapı taşlarını oluşturan kadın, toplumun var olma sürecinde aile ve toplum arasında köprü görevini görür. Türk kadını yaşadığı her dönemde üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmiştir. Milletler öz değerlerini aileden öğrenmektedirler. Türk milleti, elleri öpülesi minnettar annelere sahiptir ki gelecek nesillerin yarınlara  güvenle bakacağı evlatları bağrında yetiştirmiştir. Bizlerde kadına değer vererek kadınları ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik yaşamda, erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi olarak görmeliyiz.

Kahraman Türk kadını, gerek Osmanlı Devleti’nin beylikten imparatorluğa geçişinde gerekse Kurtuluş Savaşı’nda istikbali aydınlık etmek için büyük bir tevazu ve kararlılıkla devletinin yanında olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyeti birbiri ardına devrimleri gerçekleştirirken çağdaşlaşma yolunda kadınların toplumda hak ettiği değerlere ulaşmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk: "Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" sözünün tescili olarak 3 Nisan 1930 yılında kadınlarımıza belediye seçimlerine katılma hakkı verilmiştir. Bu sayede elinde silahıyla cephelerde mücadele eden Nene Hatun, Tayyar Rahime, Şerife Bacı, Erzurumlu Kara Fatma gibi tarihe geçen birçok kahramanımızın eseri olan Türkiye Cumhuriyeti uygar dünyada söz sahibi olma yolunda önemli adımı atılmış oldu.

Kadın dediğimiz zaman aklımıza; yemek yapar, tarlada çalışır, evde çocuk bakar, ormandan odun getirir, eşine itaat eder gibi durumlar gelirdi. Artık bilinenin aksine Türk kadını ülke idaresinde başbakan, başarılı bir doktor, başarılı bir asker, iyi bir eğitimci olarak toplumun her alanında söz sahibi olarak görebiliyoruz.

Kurtuluş savaşının yorgunluğunu üzerinden atmaya başlayan Türkiye Cumhuriyeti, gerçekleştirdiği inkılaplarla dünya milletlerine örnek teşkil etmeye başladı. 1923 yılında Cumhuriyeti ilan ettiğimizde artık yeni bir döneme girmiştik. Toplumumuzda yapılacak yeniliklerden biri de hiç şüphe yoktur ki kadınların hakları ve özgürlükleridir. Toplumun gelişmesi ve yücelmesi sadece erkek varlığıyla olacak bir iş değildi. Kadının desteği ve aklıyla toplumsal bütünleşmesi ve kültürleşmesi daha kolay olacaktır. "Medeni Kanun" kabul edildiğinde artık kadın eşitliğinin yolu açılmış, kız çocuklarının eğitim alarak birçok mesleğe  girmelerinin yolu açılmıştı.

5 Aralık 1934 yılında anayasal güvenceye kavuşan kadınların seçme ve seçilme hakkı Mustafa Kemal Atatürk’ün emeğiyle yasallaşmıştır. 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu Kabul edilince kadınlar artık siyaset sahnesinde yer almaya başladılar.

Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde kadınların seçime katılma oranları %80’lere varmıştı ve söz konusu şehirlerde oy verenlerin %48’e yakının kadınlardan meydana geliyordu.

Kadınlar siyaset içinde olduklarını göstermek için mitingler yapıyor bu sayede düşüncelerini özgürce anlatma imkanı buluyorlardı. Bu gelişmelerin ardından 26 Ekim 1933’te, kadınlara Köy İhtiyar Heyetleri için yapılan seçimlerde seçme ve seçilme hakkı vermek amacıyla, Köy Kanununda değişiklik yapıldı.

3 Aralık 1934’te Anayasanın 10. ve 11. maddelerindeki “Her Erkek Türk” ifadesi “Kadın, erkek her Türk” şeklinde değiştirilmiş ve meclise kanun teklifi yapılmıştır.

5 Aralık 1934’te de Türkiye Büyük Millet Meclisi kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasayı kabul ederek, Türk kadınına yasalar önünde erkeklerle eşit haklar verilmiştir.

Böylece Türk kadını, ATATÜRK’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimle pek çok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır.

Siyasete yön veren Türk Kadınları:
Tansu ÇİLLER:  İlk kadın başbakan,
Türkan AKYOL:  İlk kadın bakan,
Gül Esin AYDIN: İlk kadın muhtar (Aydın Aydın’ın Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı)
Mebrure GÖNENÇ:  Adana Belediyesine seçilen ilk kadın meclis üyesidir
Hatı Çırpan Satı Kadın: Ankara Kazan köyü muhtarlığı ve milletvekilliği
Sabiha GÖRKEY: Sivas milletvekili
Meliha ULAŞ: Samsun milletvekilliği

 İbrahim BEYAZIT Halkla İlişkiler Uzmanı
    Tokattan.net       ibrahimbeyazit60@gmail.com

Vekil Kadim DURMAZ'dan 10 Kasım Mesajı

Hiç yorum yok
Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ,  milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ebedi aleme intikal edişinin 79. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Vekil Kadim DURMAZ yayınladığı mesajda: "Düşünceleri, öngörüleri ve kurduğu Cumhuriyet ile tüm dünyanın saygısını kazanmış olan Büyük Lider 20. Asrın devlet adamı Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde yas tutarken, bizlere emanet ettiği ilke, devrim, miras ve eserlerini geleceğe taşımak en büyük görevimizdir." ifadelerine yer verdi.

  Milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebediyete intikalinin 79. yıl dönümü münasebetiyle Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ bir mesaj yayımladı.

Milletvekili Kadim DURMAZ, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Atatürk, geleceği aydınlatan fikirleri ve dünya görüşü ile yüzyılın yetiştirdiği bir dahi olarak bütün hayatı mücadele içinde geçmiştir.

Düşünceleri, öngörüleri ve kurduğu Cumhuriyet ile tüm dünyanın saygısını kazanmış olan Büyük Lider 20. Asrın devlet adamı Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde yas tutarken, bizlere emanet ettiği ilke, devrim, miras ve eserlerini geleceğe taşımak en büyük görevimizdir.

Türkiye Cumhuriyetini kurarak bizlere bağımsız, lâik, demokratik, çağdaş bir devlet armağan etmiştir. Atatürk, yaşamını Türk milletinin bağımsızlığına ve gelişimine adamış eşsiz bir liderdir.

Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir.
İngiliz Generali Sir Charles Townshend 1922 yılında Atatürk’le ilgili: “Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var” demiştir.

Çağımızda hiçbir isim Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.

Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük Atatürk, sen bu aziz milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.

Vatana ihanet etmek isteyenlerin yanına hiçbir şey kar kalmayacaktır. Sen rahat uyu paşam.

Kurmuş olduğun demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni ebediyete kadar yaşatacağımızı, ilke ve devrimlerinin yılmaz koruyucuları olacağımızı bir kez ifade eder, ülkemizi hak ettiği çağdaş seviyeye getireceğimize manevi huzurunda söz veriyoruz. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 79. Yıl dönümünde saygı, özlem ve minnetle anıyoruz"

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
 Ulvi GELBAL, Milletvekili Basın Danışmanı

Başkan Eyüp EROĞLU'ndan 10 Kasım Mesajı

Hiç yorum yok
Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU, milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ebedi aleme intikal edişinin 79. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Başkan Av. Eyüp EROĞLU yayınladığı mesajda "Sergilediği İstiklal Mücadelesi ile dünyanın tüm mazlum milletlerine esin kaynağı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk; fikirleri, başarıları, eserleri, bilimi rehber alan öngörüsü ile dünya liderleri arasında yerini almıştır." ifadelerine yer verdi.

  Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU, milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebediyete intikalinin 79. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Başkan Av. Eyüp EROĞLU, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk Başkanı, Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 79. yılında sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Sergilediği İstiklal Mücadelesi ile dünyanın tüm mazlum milletlerine esin kaynağı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk; fikirleri, başarıları, eserleri, bilimi rehber alan öngörüsü ile dünya liderleri arasında yerini almıştır.

Kahraman Milletimiz bundan 98 yıl önce sergilediği Milli Mücadele ruhunu, 15 Temmuz ihaneti karşısında da ortaya koyarak, ülkemizin kazanımlarını ve yarınlarını canı pahasına muhafaza edeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Atatürk’ün temellerini attığı cumhuriyetimizi yıkmaya çalışanlara karşı, milletimiz kendi egemenliğine ve cumhuriyetine sahip çıkmıştır.

Bizler Gazi Mustafa Kemal'in bize gösterdiği yolda gelecek hedeflerimize doğru emin adımlarla yürürken; birlik, beraberlik ve kardeşlikte, ısrarcı olmaya devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve 15 Temmuz şehitleri ile bu aziz topraklar uğruna şehadet şerbetini içen tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, minnet ve şükranlarımızı sunuyorum."

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
 Tokat.bel.tr

Vali TORAMAN'dan 10 Kasım Mesajı

Hiç yorum yok
Tokat Valisi Dr. Ömer TORAMAN, milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ebedi aleme intikal edişinin 79. yıl dönümü dolaysıyla bir mesaj yayınladı. Vali Dr. Ömer TORAMAN yayınladığı mesajda; "Bağımsızlık uğrunda karşısına çıkan tüm güçlükleri aşarak milletine bağımsızlığını armağan eden, kısa yaşamına sığdırdığı büyük başarılarla dünya milletlerine örnek olan Atatürk'ün bize sunduğu değerleri korumak ve bizden sonraki kuşaklara aktarmak için tüm gücümüzle çalışmalıyız." ifadelerine yer verdi.

  Tokat Valisi  Dr. Ömer TORAMANGazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebediyete intikalinin 79. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Vali TORAMAN,  mesajında şu ifadelere yer verdi: "Cumhuriyetimizin kurucusu, bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 79. yıl dönümünde bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anmaktayız.

Atatürk; sadece milletimizin değil, bütün insanlığın sevgisini ve saygısını kazanmış bir liderdir. Milletimize ve ordumuza önderlik ederek yürüttüğü istiklal mücadelesi, hür yaşama kararlığındaki Türk Milletini aydınlık günlere kavuşturmuştur.

10 Kasım’lar, sadece yas günü değil, O’nun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni geliştirip koruyarak, geleceğe taşıma azmimizi tazelediğimiz günler olmalıdır.

Mustafa Kemal’i anlamak; yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkarmak, milli kültürümüze sahip çıkarak yeniden büyük bir medeniyet tesisi için çalışmak demektir.

Bağımsızlık uğrunda karşısına çıkan tüm güçlükleri aşarak milletine bağımsızlığını armağan eden, kısa yaşamına sığdırdığı büyük başarılarla dünya milletlerine örnek olan Atatürk'ün bize sunduğu değerleri korumak ve bizden sonraki kuşaklara aktarmak için tüm gücümüzle çalışmalıyız.

Kurtuluş savaşımızın önderi, eşsiz kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin gönlünde daima yaşayacak, omuz omuza mücadele ettiği silah arkadaşları ve istiklal mücadelemizin kahraman şehit ve gazileri hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum."

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
 Tokat.gov.tr

Genel Başkan Adayı Hüseyin ALPAY'dan 10 Kasım Mesajı

Hiç yorum yok
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Adayı ve Tokat İl Başkanı Gazeteci-yazar Hüseyin ALPAYmilli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ebedi aleme intikal edişinin 79. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Genel Başkan Adayı Hüseyin ALPAY yayımladığı mesajında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzyılın önderi olduğuna işaret ederek, “Tüm dünya tarafından kabul edilen gerçek şudur ki Atatürk, mazlum milletlere umut olmuş büyük bir kahramandır.” dedi.

  Milli mücadelenin kahramanı, büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebediyete intikalinin 79. yıl dönümü dolayısıyla münasebetiyle Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Adayı ve Tokat İl Başkanı Gazeteci-yazar Hüseyin ALPAY bir mesaj yayımladı.

Genel Başkan Adayı Hüseyin ALPAY, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Tüm dünya tarafından kabul edilen gerçek şudur ki Atatürk, mazlum milletlere umut olmuş büyük bir kahramandır. Emperyalistlerin çizmeleri altında ezilen milletlerin umudu olan Mustafa Kemal Paşa, Türk milletinin bağımsızlık savaşının unutulmaz komutanı ve mazlum halkların da simge önderi olarak, adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır.

10 Kasım bizler için ne bir matem günü, ne de yılgınlık ve umutsuzluk ifade eden bir tarihin adıdır. Bilakis her 10 Kasım'da daha fazla umuda ve heyecana sahip olan bizler, yaşanılan tüm olumsuzluklara karşın dimdik ve dirençle ayakta durduğumuzu tüm dünyaya gösteren bir milletiz.

Kimsenin yılgınlığa yenik düşmesine izin vermeden, Gazi Paşa'nın açtığı yolda, gösterdiği hedefe doğru olan büyük yürüyüşümüz, O'na ve eserlerine yaraşır bir Türkiye'yi kurana dek devam edecektir.

Bu vesile ile 10 Kasım 2017 tarihinde kendisine ve ilkelerine olan sonsuz bağlılığımızı bir kez daha ifade ediyor, O'nu rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz." dedi.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
 DSP Tokat İl Başkanlığı

Video | Cumhuriyet Bayramı Anısına

Hiç yorum yok
Cumhuriyetimizin 94. Kuruluş yıl dönümü anısına Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 1930 yılında Tokat'ta Turhal ve Zile'ye yaptığı gezilerin siyah beyaz görüntülerini Erdal GÜNEY'in Sarı ve Rüzgar enstrümentali eşliğinde izleyeceğiniz bir video hazırladık...

Fransız arşivinden çıkan siyah beyaz video, Galata Köprüsü görüntüleri ile başlıyor, devamında 22 Kasım 1930’da sabah saat 08:30’da halkın hararetli tezahüratı arasında Tokat’tan otomobille çıkıp saat 10:30‘da Turhal’a gelen ATATÜRK'ü, Turhal halkının kadın, erkek istasyonda karşılamasını yer alıyor. Video'da Turhal tren istasyonundaki bir detayda kısa boylu bir vatandaşın ATATÜRK'e bir mektup vermesi ve Gazinin mektubu okuması yer alıyor. Siyah beyaz videonun son kısmında ise ATATÜRK, bir okul ziyaretinde, burada haritada sanırım Ortaasyadaki göçleri anlatılıyor, yani Türk tarihi işliyor.

Hazırladığımız videonun son kısmında yer alan resim Natali AVAZYAN'ın arşivinden, resimde Amasya’dan gelen vali, belediye reisi, kolordu kumandanı ve milletvekillerinin Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ile birlikte Turhal’dan Tren ile Amasya’ya giderken Zile istasyonundaki halkın Gazi'ye olan teveccühü yer alıyor.

İyi Seyirler...


Teşekkürler;
Görüntü; Guamont Pathe (Fransa), Natali AVAZYAN
Müzik; Erdal GÜNEY

Mustafa Kemal Paşa'nın Tokat'a İlk Gelişi

Hiç yorum yok
Yıl 1919, Ülke zor ve sıkıntılı zamanlardan geçmektedir, Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun ve çevresinde asayişi temin etmekle görevlendirilir. Gazi Paşa'nın Samsun'da yaktığı mücadele ateşi Havza, Amasya, Sivas ve Erzurum alınan kararlarla yanmaya başlar. Lakin arada sıkıntılarda yaşanır, Amasya'da Sivas'a geçecek olan Mustafa Kemal Paşa gizli bir kararla 25/26 Haziran 1919'da rotasını Tokat'a çevirir. Bu ziyaret Mustafa Kemal Paşa'nın Tokat'a yaptığı ilk gezidir. Tokat halkının Mustafa Kemal Paşa'ya olan güveni ve desteği haliyle O'nu da memnun eder ve Paşa çeşitli nedenlerle 5 kez daha ziyaret eder Tokat'ı. Mustafa Kemal Paşa'nın Tokat'a ilk gelişinin 98. yılında, tanıkların ifadeleriyle ziyaretin detaylarını derledik.

  Yıl 1919, Ülke zor ve sıkıntılı zamanlardan geçmektedir. Bu süreçte Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun ve çevresinde asayişi temin etmekle görevlendirilir. Gazi Paşa'nın Samsun'da yaktığı mücadele ateşi Havza, Amasya, Sivas ve Erzurum alınan kararlarla yanmaya başlar. Lakin arada sıkıntılarda yaşanır. Amasya'dan Sivas'a geçmek isteyen Gazi Paşa'ya Sivas'ta sıkıntılar olduğu iletilince gizli bir kararla 25/26 Haziran 1919'da rotasını Tokat'a çevirmesine neden olur. Bu ziyaret Mustafa Kemal Paşa'nın Tokat'a yaptığı ilk gezidir, Tokat halkının Gazi Paşa'ya olan güveni ve desteği haliyle Mustafa Kemal Paşa'yı da memnun eder. Ve Mustafa Kemal Paşa çeşitli nedenlerle mücadele döneminde 2, Cumhuriyet'in ilanından sonra 3 kez daha ziyaret eder Tokat'ı.

Mustafa Kemal Paşa'nın Tokat'a ilk gelişinin 98. yılını kutladığımız bugünlerde, Tokattan.net olarak tanıkların ifadeleriyle ziyaretin detaylarını derledik.

Samsun'dan sonra 12 Haziran’a kadar Havza’da kalan Mustafa Kemal Paşa, yerel örgütlenmelere hız kazandırmak için Amasya’ya geçer ve 28 Mayıs l9l9’da valilere, bağımsız mutasarrıflıklara ve askeri birliklere gönderdiği bir genelge ile gerçekleşen işgaller karşısında ülke bütünlüğünün korunması için, ulusal tepkilerin daha canlı olarak gösterilmesi ve sürdürülmesi gerektiğini bildir. O’nun bu çağrısı üzerine ülkenin her tarafında gösterilere sebep olur, 11 gün sonra, yani 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa, Harbiye Nazırı tarafından İstanbul’a çağrılır.

Ama O mücadeleyi sürmekte kararlıdır. Anadolu ve Rumeli ulusal örgütlerini birleştirmek, bunları tek elde yönetecek ve bunlar adına iş görecek bir temsil heyeti seçmek için 21/22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni hazırlar. Amasya’ya geliş ve burada imzalanan bu belge, milletçe bir örgütlenmenin, Sivas’ta milli bir kongre çağrısının uygulamaya geçişi için en önemli tarihsel bir belgeydi. 8 maddelik bu genelge, yurt bütünlüğünü ve ulusal egemenliği sağlamak için stratejik bir hareket olmakla kalmadı, bir yönüyle de İtilaf Devletleri’ne ve işbirlikçilerine karşı bir savaş çağrısı oldu.

Amasya Genelgesi’nin etkileri kısa zamanda kendisini gösterdi. Ulusal Kongre’nin toplanacağı Sivas’ta kendi aleyhinde bazı faaliyetlerin başladığı haberini alan  ve  gerekli tedbirleri aldıktan sonra gizlice Tokat’a gelen Mustafa Kemal Paşa, Tokat’a gelişleriyle ilgili olarak Büyük Nutuk’ta şunları söylemektedir: “26’da (Haziran) Amasya’dan yola çıktım. Tokat’a varır varmaz telgrafhaneyi göz altına aldırarak benim varışımın Sivas’a ve hiçbir yere bildirilmemesini sağladım. 26/27 gecesini orada geçirdim. 27’de Sivas’a doğru yola çıktım. Otomobille Tokat’tan Sivas’a aşağı yukarı altı saattir. Sivas valisi’ne, Tokat’tan Sivas’a gelmek üzere yola çıktığımı bildiren açık bir tel yazdım. İmzada ‘Ordu Müfettişliği’ ünvanını kullanmıştım.

Telde, özel bir düşünce ile,yola çıkış saatimi bildirmiştim. Ama bu telin ayrılışımdan altı saat sonra çekilmesini ve o zamana değin hiç bir yoldan Sivas’a bilgi verilmemesini sağlayacak önlemleri aldırdım…”

Mustafa Kemal Paşa, her ne kadar gizlice Tokat’a gelmeyi planlamışsa da şehrin girişinde O’nu bir sürpriz beklemekteydi. Bir Binbaşı’nın komutasında, üniformaları eski ve birbirinden farklı küçük bir askeri birlik tarafından karşılandı. Mustafa Kemal Paşa, arabayı hemen durdurmakla birlikte tedirgindi. Binbaşı’nın “Paşam, hoş geldiniz.Ben askerlik şubesi reisi…19 nefer, bir çavuş, iki izinli emrinizdedir…” 20 sözleri üzerine belirsizlik sona erdi ve herhangi bir tehlikenin olmadığı anlaşıldı.

Gazeteci Ruşen Eşref (ÜNAYDIN), o gün yaşananları şu satırlarla anlatmaktadır: “Tokat’ın agzında bir avuç asker, dizi olmuş O’nu bekliyordu. O, Bolu beylerine isyan etmiş Köroğlu değildi;  Millet adına  dünyaya meydan okuyan  ‘Heyet-i Temsiliye Reisi’ Mustafa Kemal’di. Boynu bükük Anadolu  şehrinin kapısında kıyafeti yıpranmış, fakat içi aşınmamış bu saygı kıt’ası  dimdik, işte O’nu gözlüyordu!… O, evvelâ, askerin önünden geçmekte tereddüdü  varmış gibi davranmak ister bir an geçirdi; üniformanın disiplinine saygı göstermek  dilediğinden  mi?  Üniformalı kumandanı  şöyle bir içinden denemek istediğinden mi?  bilemiyorum; herhaliyle bir müşahededen doğduğu duygusunu verir bir manalı tavırla, kolordu komutanı Çolak Selahattin Bey’e eli ile de göstererek ileriye geçmesini bildirir bir işaretle: ‘Buyrun’ dedi. Selahattin Bey tabii ki üniformalı ve  vazifeli idi, görünüşte  açıkça yetkili idi. Fakat Selahattin Bey, benim üzerimde unutulmaz bir tesir bırakmış saygı, nezaket ve anlayışla  kendi yerini ve öne geçme, teftiş etme kıdemini O’na bıraktı!”

Mustafa Kemal Paşa, alınacak askeri tedbirleri kısaca gözden geçirdikten sonra, kendisini karşılayan subayla birlikte askerlik şubesine geçti. O’nun Tokat’ta geldiğini haber alan Belediye Reisi ve üyeleri ile şehrin ileri gelenleri ziyaretlerine geldi. Paşa, onlara şunları söyledi: “Yarın Belediye’de bir içtima yapınız,memleketin ulema ve eşrafı toplansın. Ben de geleceğim. Kendileriyle hasbihal etmek istiyorum…”

Bu sözlerden sonra, ertesi gün yapacağı işleri planladıktan sonra ve gece geç saatte dinlenmek üzere Rıfat (ARIKAN) Bey’in evine geçen Mustafa Kemal Paşa, Sivas’ta aleyhinde gelişebilecek bazı hareketlerin varlığı ve üstlendiği görevin ağırlığı ile Tokat’ta geçirdiği o gece pek rahat edemedi ve sabaha kadar uyuyamadı.

Mustafa Kemal Paşa Tokat’ta bulunduğu süre içinde, Kurtuluş Savaşı’na yönelik önemli kararlar aldı ve ilgili yerlere bu kararları telgraflarla bildirdi.

27 Haziran 1919 günü sabah saat 10’da yapılan toplantıda Mustafa Kemal Paşa, memleketin içinde bulunduğu kötü durumu geniş bir şekilde anlattı ve bu kötü durumdan kurtulmanın tek çaresinin topyekün bir mücadele olduğunu ısrarla vurguladı. Bu toplantıda bulunan Avukat Ali Bey, konuyla ilgili olarak şunları anlatmaktadır: “Yirmi kişi kadar vardık. Atatürk, maiyetindeki bazı zatlarla birlikte geldiler. Köşede bir sandalya vardı, selam verip oturdular. Ve bize memleketin kurtuluş yolu hakkında hiç bir şekilde unutmayacağımız bir izahatta bulundular”

Toplantıda, özellikle Tokat müftüsü Hacı Ömer Efendi'nin “Elimizde üç buçuk millet kaldı.Bunu da kırdırmayalım..” ve “Harp araçlarımız yok, düşman uçakları derhal yurdun her köşesini yangına çevirir” sözleri üzerine Mustafa Kemal Paşa Endülüs’ü örnek göstererek “Her şeye boyun eğerek acıları artıracağımızı, çalışmanın elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını, Türk ulusunda saklı kalan bir çok canlılıkların, cevherlerin bu işi başarmaya yeter olduğunu uzun uzadıya” anlattı.
Mustafa Kemal Paşa’nın Tokat’ta o gün söylediği şu sözler O’nun verilecek olan ölüm kalım savaşında ne kadar kararlı ve hazır olduğunu da açıkça ortaya koymaktaydı: “Hiçbir müdafaa vasıtasına malik olmasak bile, dişimiz, tırnağımızla, zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve haysiyetimizi, namusumuzu müdafaa etmeyi zaruri görüyorum. Tarih, bize vatan uğrunda canını, malını esirgeyen milletlerin asla ölmediklerini, hala yaşadıklarını göstermektedir. Ben hayatımı, hiç bir zaman milletimden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an memleket için şerefimle ölmeye hazırım!”

Bu konuşmalardan sonra Tokat müftüsü Hacı Ömer (KUNTAY) Efendi,“Allah büyüktür, imanımız tamdır. Zatınızı tanımaktan memnun olduk, neler yapacaksak birlikte karar verelim. Size güveniyoruz, nasıl derseniz beraberce öyle yapalım” diyerek ulusal kurtuluş savaşında Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer aldıklarını açıkça ifade etmiştir. Tokat Müftüsü Hacı Ömer (KUNTAY) Efendi’nin milli mücadelenin amaçları doğrultusunda halkı aydınlatıcı vaaz ve konuşmalar yaparak, Ankara Fetvası’nı tasdik etmesi de Tokat’ta milli birliğin sağlanmasına ve ulusal savaşın kazanılmasına önemli katkılar sağlamıştır.

Mustafa Kemal Paşa, Tokat’taki çalışmalarını tamamladıktan sonra, 21/22 Haziran l9l9’da bütün yurda gönderdiği Amasya Genelgesi’nin 5.maddesi gereği 14 Eylül ‘de toplanacak olan Ulusal Kongre’nin hazırlık çalışmalarını yerinde görmek; aleyhte gerçekleşebilecek muhtemel gelişmeleri önlemek etmek için Sivas’a hareket etti.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Facebook/kutluhansaygili      Atam.gov.tr
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net