Tokat'ın doğal güzellikleri ile öne çıkan ilçesi Almus'da dünyaya geldi. Lise eğitim için geldiği Ankara'da, eğitim ve memuriyetin ardından lise çağlarında kaleme aldığı şiir ve makalelerini çeşitli platformlarda okuyucuyla paylaşmaya başladı. "Gök Girsin Kızıl Çıksın" şiir kitabının ardından, "Yeterki Tokat'ımıza bir hizmetimiz dokunsun" şiarıyla memleketi Tokat'ı tarihi şahsiyetleriyle tanıtan "Tokatlı Tarihi Şahsiyetler" kitabını yayınladı. "Bir Dava İki Lider" isimli kitabıyla Türk Siyasetine damgasını vurmuş olan Alparslan TÜRKEŞ ve Muhsin YAZICIOĞLU'nun hayatına dair bilinmeyenleri okuyucuyla paylaştı. Başarılı projelere imza atan Tokat'lı hemşerimiz Cemal YAVUZ, hayatına dair bilinmeyenlerini, aktif görev aldığı Ankara'daki Tokat'lı STK'ları, kitaplarını ve hayallerini Tokattan.net Genel Yayın Yönetmeni Hasan AÇIKEL'e anlattı.
Başarılı projelere imza atan Tokat Almus'lu hemşerimiz Cemal YAVUZ ile Almus'dan Ankara'ya uzanan hayatına dair bilinmeyenlerini, aktif görev aldığı Ankara'daki Tokat'lı STK'ları, şiiri, Türk siyasetine damgasını vurmuş olan Alparslan TÜRKEŞ ve Muhsin YAZICIOĞLU'nun hayatını,"Tokatlı Tarihi Şahsiyetler" kitabını ve hayallerini konuştuk.
Hasan AÇIKEL : İlk olarak bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Tanımayanlar için Cemal YAVUZ kimdir, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Hasan AÇIKEL : Kısaca bildiğiniz kadarıyla sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmaları nelerdir?
Hasan AÇIKEL : İlk olarak bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Tanımayanlar için Cemal YAVUZ kimdir, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Cemal YAVUZ : Ben de sizlere teşekkür ederim, Tokat'ımız için yaptığınız çalışmalardan dolayı.1953 yılında Tokat’ın Almus ilçesi Dikili köyünde doğdum. İlkokulu Dikili Köyü İlkokulunda, ortaokulu Almus Ortaokulunda, lise ve üniversite eğitimini Ankara’da tamamladım.
1975 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığında memuriyet hayatına başladım. Bu bakanlık 1983 yılında Millî Eğitim Bakanlığı ile birleşince 1992 yılına kadar Millî Eğitim Bakanlığının çeşitli birimlerinde görev yaptım. 1992 yılında Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne naklen atandım. Şube Müdürü oldum. 1 Ağustos 2009 tarihinde de bu kurumdan emekliye ayrıldım.
Çeşitli Sivil toplum kuruluşlarında görev yaptım. "Gök Girsin Kızıl Çıksın", "Bir Dava İki Lider" ve "Tokatlı Tarihi Şahsiyetler" isimli üç adet kitabım yayınlandı. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Hasan AÇIKEL : İsterseniz görev aldığınız sivil toplum kuruluşlarından başlayalım söyleşimize...
Cemal YAVUZ : Lise yıllarında Ülkü ocakları ile tanıştım. 1973 - 1977 yılları arasında Ankara Etlik Ayvalı Ülkü Ocakları Başkanlığını yaptım. Türk Eğitim Sen'in kurucuları arasında bulundum. Ankara Subesi'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım. Ankara Tokatlılar Birliği Derneğinin, Tokat Dernekler Federasyonunun kurucusu ve başkan yardımcılığını yaptım.Ankara Tokatlılar Sanayici ve İş Adamları Derneği'nde kurucu ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum.
Hasan AÇIKEL : Ankara'da Tokat'lıları biraraya getiren kaç tane sivil toplum kuruluşumuz var?
Cemal YAVUZ : Ankara'da, Tokat Vakfı, Tokat Dernekler Federasyonu, Tokatlılar Platformu, Başkent Tokatlılar Derneği, Tokatlı Sanayici ve İş Adamları Derneği, Tokatlı Bürokratlar ve İş Adamları Derneği ve 40'a yakın köy ve ilçe dernekleri bulunmaktadır.
Cemal YAVUZ : Lise yıllarında Ülkü ocakları ile tanıştım. 1973 - 1977 yılları arasında Ankara Etlik Ayvalı Ülkü Ocakları Başkanlığını yaptım. Türk Eğitim Sen'in kurucuları arasında bulundum. Ankara Subesi'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım. Ankara Tokatlılar Birliği Derneğinin, Tokat Dernekler Federasyonunun kurucusu ve başkan yardımcılığını yaptım.Ankara Tokatlılar Sanayici ve İş Adamları Derneği'nde kurucu ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum.
Hasan AÇIKEL : Ankara'da Tokat'lıları biraraya getiren kaç tane sivil toplum kuruluşumuz var?
Cemal YAVUZ : Ankara'da, Tokat Vakfı, Tokat Dernekler Federasyonu, Tokatlılar Platformu, Başkent Tokatlılar Derneği, Tokatlı Sanayici ve İş Adamları Derneği, Tokatlı Bürokratlar ve İş Adamları Derneği ve 40'a yakın köy ve ilçe dernekleri bulunmaktadır.
Cemal YAVUZ : Bunların kısaca çalışma alanları şunlardır. Kuruluşu 1970'li yıllara dayanan Tokat Vakfı, Ankara'da okuyan öğrencilere imkanları ölçüsünde burs vermekte, zaman zaman onları bir araya getirerek birbirleriyle tanışmalarını ve kaynaşmalarını sağlamaktadır. Dernekler Federasyonu, seminer, panel vb. kültürel faaliyetlerde bulmakta. Ankara'daki Tokatlı Dernekleri kendi bünyesinde toplamaya çalışmakta ve Plevne Dergisini çıkarmaktadır. Tokatlılar Platformu da Ankara'daki dernek, vakıf ve Tokatlı diğer kuruluşları bir araya getirmekte, Ankara da bir Tokatlı dayanışması yaratmaya çalışmaktadır. Sanayici İş Adamları Derneği'de, sanayici ve iş insanlarımızı tespit ederek onlarla ilgili çalışmalar yapmaktadır. Diğer dernekler genellikle köy ve ilçe dernekleri olup, kendi köylerine ve köylülerine yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Hasan AÇIKEL : Bu nüfusun ne kadarı bürokrat?
Cemal YAVUZ : Bürokrat sayımız maalesef diğer şehirlere göre çok düşük.
Hasan AÇIKEL : Ankara'daki Tokat nüfusu ne kadardır?
Cemal YAVUZ : Tahmini 250 bin civarında.
Cemal YAVUZ : Tahmini 250 bin civarında.
Cemal YAVUZ : Bürokrat sayımız maalesef diğer şehirlere göre çok düşük.
Hasan AÇIKEL : Peki, Tokat'lılar daha çok hangi işle iştigal ediyor?
Cemal YAVUZ : İşçi, memur ve iş insanı.
Cemal YAVUZ : İşçi, memur ve iş insanı.
Hasan AÇIKEL : Ankara'dan size dönelim. Cemal YAVUZ önce şair sonra yazar olarak karşımıza çıkıyor. Önce şiirle başlayalım. Şiire olan ilginizin kaynağı nedir?
Cemal YAVUZ : Ben lise yıllarından itibaren şiir yazarım. Çünkü, "Şairleri susan bir milletin, hayat damarlarından biri kurumuştur." sözüne inanırım. Bu nedenle de milli ve dini şiirlere ağırlık veririm.
Cemal YAVUZ : Ben lise yıllarından itibaren şiir yazarım. Çünkü, "Şairleri susan bir milletin, hayat damarlarından biri kurumuştur." sözüne inanırım. Bu nedenle de milli ve dini şiirlere ağırlık veririm.
Hasan AÇIKEL : İlk şiir kitabınız yayınladı, devamı gelecek mi?
Cemal YAVUZ : Evet, "Gök Girsin Kızıl Çıksın" isimli bir şiir kitabım yayımlandı. "Unutanlar Utansın" adlı şiir kitabımda basıma hazır. Bu günler onu da çıkarmaya çalışıyorum.
Cemal YAVUZ : Evet, "Gök Girsin Kızıl Çıksın" isimli bir şiir kitabım yayımlandı. "Unutanlar Utansın" adlı şiir kitabımda basıma hazır. Bu günler onu da çıkarmaya çalışıyorum.
Hasan AÇIKEL : Birazda yazarlık yönünüzü konuşalım. Son yayınlanan "Bir Dava İki Lider" kitabınızda Türk siyasetinin 2 efsanesini kaleme aldınız. Kitabın hikayesini sizden öğrenelim.
Cemal YAVUZ : "Bir Dava İki Lider" isimli kitabımda Türk Siyasetine damgasını vurmuş olan Türk Milliyetçisi Alparslan TÜRKEŞ ve Muhsin YAZICIOĞLU'nu yazdım. Bu iki insan ömrünü Türk Milletine vakfetmiş ve bu uğurda da işkencenin ve zulmün acımasız şeklini görmüş insanlardır. Bu insanları tanımak ve vermiş oldukları mücadeleleri bu günün insanlarına ve gelecek nesillere aktarmak için bu kitabı yazdım. Bu kitap yaşanmış bir hayat hikayesidir. Bu hikayenin bir çok bölümünü bu millet yanlış bilmekte, yanlış değerlendirmektedir.
Cemal YAVUZ : "Bir Dava İki Lider" isimli kitabımda Türk Siyasetine damgasını vurmuş olan Türk Milliyetçisi Alparslan TÜRKEŞ ve Muhsin YAZICIOĞLU'nu yazdım. Bu iki insan ömrünü Türk Milletine vakfetmiş ve bu uğurda da işkencenin ve zulmün acımasız şeklini görmüş insanlardır. Bu insanları tanımak ve vermiş oldukları mücadeleleri bu günün insanlarına ve gelecek nesillere aktarmak için bu kitabı yazdım. Bu kitap yaşanmış bir hayat hikayesidir. Bu hikayenin bir çok bölümünü bu millet yanlış bilmekte, yanlış değerlendirmektedir.
Hasan AÇIKEL : "Millet yanlış bilmekte, yanlış değerlendirmektedir." derken...
Cemal YAVUZ : Mesela, Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ, 27 Mayıs ihtilalinde Rahmetli Adnan MENDERES ve arkadaşlarının asılmaması için elinden gelen her şeyi yaptığı halde ölünceye kadar MENDERES'i asan adam olarak anılmış, Muhsin YAZICIOĞLU'da bu ülkenin emperyalist güçlere peşkeş çekilmemesi, devletimizin ebet müddet var olması için mücadele etmiş, fakat mücadelesini verdiği devlet onu en acımasız işkencelere tabi tutmuş, Mamak zindanlarında akıl almaz işkenceleri yaşamıştır. Bunlar gibi bir çok olay bu kitapta anlatılmış, karanlık bir çok olay açıklığa kavuşturulmuştur.
Ayrıca, Muhsin YAZICIOĞLU'nun şehit edilmesiyle ilgili olaylar en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştır.
Hasan AÇIKEL : Kamuoyunda Muhsin YAZICIOĞLU'nun Mart 2009 da bir kazada vefat ettiği biliniyor. YAZICIOĞLU'na dair kamuoyunun bizim bilmediğimiz neler var kitapta?
Cemal YAVUZ : Rahmetli YAZICIOĞLU, bir kazaya değil, bir cinayete kurban gitmiştir. Çünkü, ilk yarım saat içinde helikopterin düştüğü yer tespit edildiği halde, arama ekibi başka yöne yönlendirilmiş ancak 48 saat sonra kaza yerine ulaşılabilmiştir. Yani donarak ölmeleri beklenmiştir.
Hasan AÇIKEL : Kitap için görüştüğünüz tanık var mı?
Cemal YAVUZ : YAZICIOĞLU için Büyük Birlik Partisi'nin kuruluşundan itibaren yanında olan Hakkı ÖZNUR'la görüştüm. TÜRKEŞ'le ilgili olarak Selim KAPTANOĞLU ile görüştüm.
Hasan AÇIKEL : Hakkı ÖZNUR, neler paylaştı sizlerle?
Cemal YAVUZ : Muhsin YAZICIOĞLU'na atılan iftiraların gerçek olmadığını, BBP'nin kuruluşundan itibaren rahmetlinin nasıl sıkıntılar çektiğini anlattı. Ben de anlattıklarının bir çoğunu kitaba aldım.
Hasan AÇIKEL : Hakkı ÖZNUR, YAZICIOĞLU'nun şehit edilmesiyle ilgili neler paylaştı sizlerle?
Cemal YAVUZ : Muhsin YAZICIOĞLU'nun FETÖ çetesi tarafından öldürüldüğünü bazı olayları örnek vererek anlattı. Mesela: Fetullah GÜLEN Çetesini Alperen gençlik üzerinde çalışmalar yaptığını Muhsin YAZICIOĞLU'nun bunu öğrendiğini. GÜLEN'e telefon ederek gençler üzerinden elini çekmesini istediğini, çekmediği taktirde o eli kıracağını söylediğini anlattı.
Hasan AÇIKEL : Ankara'nın puslu havasından çıkıp "Tokatlı Tarihli Şahsiyetler" kitabınızı konuşalım birazda. Bu kitaba nasıl başladınız?
Cemal YAVUZ : İlham kaynağım, Federasyonda Plevne Dergisini çıkartırken, Tokat'lı bir tarihi şahsiyet hakkında bir makale yazmam istendi. Ben de İbn-i Kemal'i yazdım. Daha sonra araştırmaya başladım. Osmanlı Döneminden günümüze kadar tarihe mal olmuş ve literatüre geçmiş hemşehrilerimizi tespit ettim ve bu kitabı yazdım.
Hasan AÇIKEL : "Tokatlı Tarihi Şahsiyetler" kitabınızı okumayanlar için kitap hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cemal YAVUZ : Hacı Bektaşi Veli; Tokat’ı “Alimler konağı, fazıllar yurdu ve şairler yatağı” olarak, Evliya Çelebi’de seyahatnamesinde Tokat’ın insanını “halkı kin tutmaz, hile bilmez, yumuşak huyludur” diye tanımlamaktadır. Hititlerden günümüze kadar, üzerinde yaşamış olan bütün medeniyetlerin izlerini taşıyan Tokat, çok zengin bir kültüre sahiptir. Bu gün de bu medeniyetlerin izlerini görmek mümkündür. Fazilet sahibi, şairler yatağı olan Tokat, Fatih Sultan Mehmet Han’dan, Vahdettin’e kadar uzanan dönem içerisinde, Osmanlı İmparatorluğuna altı tane şeyhülislâm, bir tane sadrazam, dünya savaş tarihine adını altın harflerle yazdıran Gazi Osman Paşa gibi bir kahraman, onlarca bilim adamı, şair ve yazar yetiştirmiştir.
Ayrıca, Tokat’ta doğup başka yerlerde vefat eden Allah dostları ve gönül insanları da bulunmaktadır. Hatta bunların bazıları Tokadi namıyla anılmaktadırlar. Dünya güreş müsabakalarında dört defa dünya şampiyonu olarak istiklâl marşımızı söylettirip, bayrağımızı göndere çektiren Hüseyin AKBAŞ, Ali Rıza ALAN, Vehbi AKDAĞ gibi güreşçilerimiz bulunmaktadır. Yavuz Sultan Selim Han’ın kaftanına çamur sıçratan bir bilim adamına, Yavuz Sultan Selim’in “Hocalarımızın ayağından sıçrayan çamur bizim için süstür, ben ölünce bu kaftanı benim üzerime örtün” dediğini birçok insanımız bilmektedir. Ama bu padişaha hocalık yapmış olan bilim adamının, Tokat’lı İbn-i Kemal olduğunu ise pek az insan bilmektedir. Yine Türkçemize bir deyim olarak geçmiş olan “Kırk yıllık Kâni, olur mu? Şimdi yani” sözünü söyleyen insanın Tokatlı Ebu Bekir Kâni olduğunu yine birçok insanımız bilmemektedir. Tarihin belli dönemlerinde, çeşitli görev ve unvanlar altında Türk Milletine hizmet etmiş olan bu âlim ve bilim adamları ile kültürel değerlerimizi günümüze taşıyan gönül dostlarını, başta Tokatlı Hemşerilerim olmak üzere Türk milletine ve yeni nesillere tanıtmak amacıyla bu kitabı yazdım. Yeter ki Tokat'ımıza bir hizmetimiz dokunsun...
Hasan AÇIKEL : Meşakkatli bir çalışmanın ürünü olduğu aşikar bu kitabı yazarken faydalandığınız kaynaklar nelerdi, kimlerden destek aldınız?
Cemal YAVUZ : Bu kitabı yazarken, ansiklopedilerden, devlet arşivlerinden, panel ve bilgi şölenlerine sunulan tebliğlerden, üniversitelerimizde hazırlanan tezlerden, çeşitli dergi ve mecmualarda yayınlanmış olan makalelerden ve ilgili kitaplardan yararlandım. Yararlanmış olduğum bu kaynakları da kitapta dip not olarak gösterdim. Belgeye dayanmayan bilgileri almadım. Kaynaklardan almış olduğum bilgileri de olduğu gibi alarak kitaba koydum. Yorumunu okuyucularıma bıraktım. Objektif bilgi ve belgeye dayanan bu kitabı, bir kaynak eser olarak ortaya koymaya çalıştım. Umarım faydalı olmuşumdur.
Hasan AÇIKEL : Kitapta sizi etkileyen biyografiler kimlere ait?
Cemal YAVUZ : Gazi Osman Paşa ile İbn-i Kemal ve Molla Lütfi gibi bilim adamları.
Hasan AÇIKEL : "Tokatlı Tarihi Şahsiyetler" kitabınızda farklı kulvarlarda ve farklı kültür yapısına sahip ama Tokat kimliği ile bildiğimiz yada kitabınızda vakıf olduğumuz kişiler var. Biraz bunlardan bahsedelim. Mesela Kul Himmet, mesela Ebu Bekir Kani, mesela Mehmet Akif ERSOY. İlk olarak Tokat Almus'lu 16. yüzyılda yaşamış Alevi-Bektaşi mezhebinin temsilcisi halk ozanı Kul Himmet kimdir?
Cemal YAVUZ : Kul Himmet’in bazı şiirlerinden 16.Yüz yılın ikinci yarısı ile 17. Yüz yılın ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Asıl adı Hüseyin’dir. Babası Şeyh Muhyedin’dir. 1512 yılında İran Devleti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında Çaldıran Savaşı sonrası Savaş sonrasında Yavuz Sultan Selim bir ferman yayınlayarak; Osmanlı içindeki Alevîlerin temizlenmesini istemiştir. Bu fermana uyan kadıların baskısı sonucunda Şeyh Muhyedin kaçarak Tokat’ın Orman içindeki Varzıl, bu günkü adıyla Görümlü Köyüne yerleşmiştir.
Kul Himmet, Almus İlçesinin Varzıl (Görümlü) köyünde doğmuştur. Alevi-Bektaşi mezhebinin Erdebil Tekkesi'ne bağlı Safeviye kolundan olduğu öne sürülmektedir. Okuma yazma bilen şair, yine şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla iyi bir eğitim almış ve özellikle mensubu bulunduğu Alevi-Bektaşi kültürünü çok iyi özümsemiştir. Alevi-Bektaşî edebiyat geleneğinin yedi ulu ozanından biri kabul edilen Kul Himmet, Pir Sultan Abdal ve Hatayi’den sonra Alevi-Bektaşî çevreleri tarafından en çok tanınan ve sevilenidir.
Ünü böylesine yaygınlaşan Kul Himmet’in, Alevileri amansız bir kıyıma tabi tutan Osmanlı yönetiminin kovuşturmasından yakasını kurtarması mümkün olmamıştır. Nitekim 22 Kasım 1577 tarihinde Bozok Beyliğine gönderilen bir fermanı ile Kıbrıs'a emredilmiştir. Bir münafığın ihbarı üzerine de Kul Himmet yakalanıp hapsedilmiş ve kendisinden pirinin kim olduğu sorgulanmış, idamla yargılanmaya başlanınca berat etmesi mümkün olmadığı için kaçtığı veya kaçırıldığı düşünülmektedir. Yaşadıklarını şiirlerine yansıtan uzun müddet saklandığı ve sıla hasreti çektiği anlaşılmaktadır. Kul Himmet sonunda köyüne dönmüş ve köyünde ölmüştür. Çocukları mezarını uzun süre saklamışlardır.
Hasan AÇIKEL : Gerçek adı Hüseyin dediniz, Kul Himmet mahlası nereden geliyor?
Cemal YAVUZ : Kul Himmet’in mahlasındaki “kul” ifadesinin niçin kullanıldığı bilinmemekle beraber bunun tasavvufi edebiyatın geleneklerinden olan mürşidine, pirine duyulan sevginin, saygının ve bağlılığın ifadesi olduğu düşünülmektedir.
Hasan AÇIKEL : Kitapta Kul Himmet ile ilgili bir Yanık Kitap bölümü yer alıyor, detaylarını paylaşır mısınız?
Cemal YAVUZ : Yanık kitap olayı olarak günümüze ulaşan, Kul Himmet'in köyü Varzıl'ın basılıp ailesinin öldürülmesi ve köyün dağıtılmasının tarihini belirleyen belgeler bulunmaktadır. Bunlardan biri: III. Mahmut'un 1576 yılında yapılan bir ihbar üzerine Varzıl köyündeki 34 kitaba el konulması, köye getiren ve okuyanların tutuklanması ile ilgili fermandır. Varzıl köyü basılmış ve Kul Himmet'in ailesinin evi aranmış, ancak baskın haberi önceden öğrenildiği için kitaplar toprağa gömülüp üzerine büyük bir ateş yakılmış, bu şekilde hem Kul Himmet'in defterleri, hem de kitaplar kurtarılmıştır. Kitaplardan birisi 'Yanık Kitap' adıyla anılan 'Fazilet name’dir.
Hasan AÇIKEL : Kitapta “Kırk yıllık Kâni, olur mu? Şimdi yani” sözüyle anılan meşhur nüktedan Tokat'lı Ebu Bekir Kani ilgili bölümler var. Kısaca, Ebu Bekir Kani kimdir?
Cemal YAVUZ : Ebû Bekir Kânî Efendi 1712 yılında Tokat’ta dünyaya gelmiştir.Tahsil hayatına Tokat’ta başlamıştır. İlk zamanlar derbeder bir hayat süren Kânî gençlik yıllarında nazım ve nesirle, nükteli biçimde söylediği şiirlerle şöhrete ulaşmıştır. Ancak O, asıl şöhrete 1755 yılında Hekimoğlu Ali Paşa ile tanıştıktan sonra ulaşmıştır. Kânî’nin yetenekli bir genç olduğunu fark eden Ali Paşa, onu maiyetine almaya karar vermiş, Kânî’nin bağlı olduğu Tokat Mevlevî hanesi Şeyhi Abdulahad Dede’nin de iznini alarak 1755 yılında onu İstanbul’a götürmüştür.
Hekimoğlu Ali Paşa, İstanbul’a geldikten sonra Kânî Efendi’yi, eğitim düzeyinin artması ve devlet terbiyesi alması için Dîvân-ı Hümâyûn kalemine yerleştirmiştir. Dîvân-ı Hümâyûn kalemindeki eğitimini, normal eğitim süresinden daha kısa bir süre içinde başarı ile tamamlayan Kânî Efendi’ye Hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn pâyesi verilmiştir.
Hekimoğlu Ali Paşa, 1755 yılının sonlarına doğru sadaretten uzaklaştırılarak Silistre’ye gönderilmiştir. Ebû Bekir Kânî, Silistre’de bir müddet kalmış, daha sonra Paşa’nın yanından ayrılarak Eflâk, Rusçuk ve civar bölgelere geçmiştir. Buralarda eşraftan bazı kimselerle Ulah beylerinin kâtipliklerini de yaptığı bilinmektedir. Yine bu dönemde Eflâk Voyvodası İskerletzade Konstantin Bey’in Bükreş’te özel kâtipliği görevinde de bulunmuştur. Bu görevindeyken Voyvoda Konstantin, Kânî’den yeğeni Alexsandr’a Türkçe öğretmesini istemiş, Kânî de bu isteği yerine getirerek Alexsandr’a Türkçe dersleri vermiştir. Ebû Bekir Kânî Efendi, Voyvodanın yeğeni Alexsandr’a Türkçe öğretmek amacıyla "Be-nâm-ı Havâriyyûn-ı Bürûc-ı Fünûn" adında bir kitap yazmıştır.
Kânî’nin yanında çalıştığı Voyvoda İskerletzade Konstantin Bey ile birlikte yapılmış portresinin bugün, Bükreş’teki Sinaia müzesinde bulunduğu belirtilmektedir. Ebû Bekir Kânî’nin rivâyetlere dayalı olarak Bükreş’te geçirdiği yıllarda, içkiye müptelâ olduğu ve müptezel bir hayat yaşadığına dair bilgiler kaynaklarda yer almaktadır. Kânî ‘ye atfedilen ünlü “Kırk yıllık Kânî olur mu yani” sözü de yine bu dönemle ilgili rivayetler arasında bulunmaktadır
Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa’nın 1782 yılında Kânî’yi İstanbul’a davet etmesi ile Kânî’nin yirmi yedi yıllık gurbet yaşamı ve İstanbul özlemi sona ermiştir. İstanbul’a döndüğünde, Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa’nın divan kâtipliği yanında devlet ricâlinden bazı kimselerin kâtiplik görevlerini yapmıştır. Kânî, saray âdâb ve teşrifatına uyum sağlayamamıştır. Yeğen Mehmed Paşa ile olan senli-benli ilişkileri ve Paşa’ya ait bazı sırları ifşâ etmesi üzerine idama mahkûm edilmiştir. Hakkında idam cezası verilen Kânî Efendi, bu cezadan Reisü’l-küttâb Hayri Efendi’nin araya girmesiyle kurtulmuş ve kalebent olarak Limni adasına sürgüne gönderilmiştir.
Kânî, Limni adasında sefaletle geçen sürgün yıllarının ardından hayatının sonlarına doğru affedilerek İstanbul’a dönmüş ve 1791 yılının Kasım ayında vefat etmiştir. Kabri Eyüp Mezarlığında bulunmaktadır. Ölümünden kısa bir süre önce çevresindeki dostlarına “Mezar taşıma Fatiha yazılmasın, ben Fatiha dilencisi değilim” dediği rivayet olunan şairin son nefesine kadar mizahtan vazgeçmediği söylenmektedir.
Hasan AÇIKEL : Biz Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY'u Burdur'lu olarak biliyoruz, siz Tokat'lı tarihi şahsiyetlerden biri olarak değerlendiriyorsunuz...
Cemal YAVUZ : Evet. Anne tarafından Tokat'lı. Bir çocuğun yetişmesinde annenin rolü çok büyüktür. En iyi eğitim, ilâhî kaynaklı ve peygamber metoduyla, ana kucağında, baba ocağında verilen eğitimdir. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un annesi Emine Şerife Hanımda evliyalar, şehitler, gaziler ve kahramanlar diyarı Tokat’ta doğmuştur. Tokat, her dönemde şairler, edipler ve vatana sevdalı yiğitler yetiştirmiştir.
Hasan AÇIKEL : Anne Emine Şerife hanıma dair neler var kitapta?
Cemal YAVUZ : Buhara’dan göçüp Boyabat’a, oradan da Tokat’a gelip yerleşen Özbek asıllı bir Türk ailenin kızıdır. Mehmet Akif ERSOY’un vermiş olduğu malumata göre, bundan bir buçuk asır önce, Hekim Hacı Baba isminde biri Buhara’dan Boyabat’ta gelmiş ve orada evlenmiştir. Sonra karısını alıp Tokat’a gelip yerleşmiştir. Mehmet Akif ERSOY’un anneannesi bu ana ve babadan Tokat’ta dünyaya gelmiştir. Akif’in anneannesi evlenme çağına gelince Buhara’dan gelen Tacir Mehmet Efendi’ye varmış, bu izdivaçtan Mehmet Akif ERSOY’un annesi Emine Şerife Hanım olmuştur. Mehmet Akif’in annesi hem baba tarafından, hem de ana tarafından aslen Buhara’lıdır. Fakat kendisi Tokat’ta doğmuş ve Tokat’ta yaşamıştır.
Tokat’ta doğan Emine Şerife Hanım evlenme çağına gelince Şirvanlılardan Tokat’lı Derviş Efendi ile evlenmiştir. Daha sonra kocası ile birlikte Amasya’ya, oradan da İstanbul’a gelerek Fatih Sarıgüzel’deki evine yerleşmiştir. Bu ev Akif'in annesi Emine Şerife Hanım'a aittir. Mehmet Akif 1873 yılında bu evde doğmuştur.
Emine Şerife Hanım’ın Derviş Efendi’den iki erkek, bir kız çocuğu olmuştur. Erkek çocukları vefat etmiş, sonra da babaları Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Genç yaşta dul kalan Emine Şerife Hanım Akif’in Babası Mehmet Tahir Efendi ile evlenmiştir.
Emine Şerife Hanım; Tahir Efendi ile evlendikten sonra, ilk kocasından olan kızını da ölür. Kızının ölümü onu üzmektedir. Bu acılara tahammül ederken, Mehmet Akif’i doğurmuştur. Oğlunun doğumu, O’na en büyük teselli kaynağı olmuş, matemlerini unutturmuştur. 90 yıl yaşadıktan sonra 1926'da hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Hasan AÇIKEL : Hali hazırda devam eden şiir kitabınız dışında yeni kitap bir çalışmanız var mı?
Cemal YAVUZ : Yine bir araştırma kitabım olan Yaratılış ve Türk Milleti isimli kitabım üzerinde de çalışmaktayım.
Hasan AÇIKEL : Söyleşi için teşekkür ederiz. Okuyucularınıza ve sitemizin takipçileri için son sözleriniz neler olur?
Cemal YAVUZ : Bu kitap; Tokat'ımızı il ve ilçeleriyle birlikte coğrafi, tarihi ve tarihi şahsiyetleriyle tanıtan bir araştırma ve incele kitabı oldu. Tokatlı hemşehrilerim ve Türk Milleti için hayırlı olsun. Hasan Bey bende ilgi ve alakanızdan dolayı sizlere teşekkür eder. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.