Niksar'ın köklü gazetelerinden Yeşil Niksar Gazetesinin sahibi ve köşe yazarı Cemalettin BİLGİN'in "Nasihatler, tecrübeler insan hayatında önemlidir. Her nasihat insan hayatında yaşanmışların karşılığıdır, nasihatler hatalar sonunda ortaya çıkan bir yaşanmışlık gerçeğidir ..." cümleleriyle 40 çadırdan dünya hükümranlığına giden bir devletin temellerini atan Osman Gazi'nin oğlu Orhan Gazi'ye nasihatlerini yazdı... İyi okumalar...
Nasihatler, tecrübeler insan hayatında önemlidir.
Her nasihat insan hayatında yaşanmışların karşılığıdır, nasihatler hatalar sonunda ortaya çıkan bir yaşanmışlık gerçeğidir, büyükler her zaman yaşadıkları hayatın içinde karşılaştıkları zorlukları ve hataları, bir sonraki insanlar hata yapmaması için nasihatte bulunurlar.
Atalarımız, büyüklerimiz, yaşadıkları sıkıntıları, zorlukları kendisinden sonraki insanlar yaşamasın diyerek hep nasihatlerde bulunmuşlardır, çoğu zaman bu nasihatler yazıya dökülmüş nesilden nesile aktarılması sağlanmıştır.
İşte size bir devlet adamının kendi oğluna nasihati, herkes kendi hissesine düşeni alacak ve hayatını daha dikkatli sürdürecektir.
OSMAN GAZİNİN OĞLUNA NASİHATİ
“EY Oğul! Din işlerini her şeyden evvel ele alıp, yürütmek gayret ve esâsını dâimâ göz önünde bulundur ve bunu sakın gevşekliğe uğratma Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur Din gayretine sahip olmayan, sefahate düşkün olan, tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zirâ, yaradanından korkmayan bir kimse, yarattıklarından da çekinmez Zulümden ve hangisi olursa olsun bid’atten, yani İslâmiyet’e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bid’ate teşvik edip sürükleyenleri, devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler.
Allah-u Teâlâ’nın rızası için, devlet hizmetinde ömrünü tüketen sâdık devlet adamlarını dâimâ gözet Böyle kıymetli kimselerin vefatından sonra, aile efrâdını koru, ihtiyacı olanların da ihtiyaçlarını karşıla, tebandan hiç kimsenin malına mülküne dokunma Hak sahiplerine haklarını ver, lâyık olanlara ihsân ve ikrâmlarda bulun ve ailelerini gözet Özellikle, devletin ruhu mertebesinde olan ve en büyük dayanağı bulunan asker tâifesini (topluluğunu) güzelce idâre edip rahatlarını temin eyle.
Devletin bedeninde, kuvvet mertebesinde olan hakikî âlimleri ve fazilet sahiplerini, edip ve yazarları, sanat erbâbını gözetip koru Onlara hürmet, ikrâm ve ihsânda bulun Bir ülkede, olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, uygun ve lâyık bir usûl ve ifade ile onu memlekete getirt Onlara her türlü imkânı tanıyarak ülkene yerleştir ki, hükümetin süresince âlim ve ârifler, bilginler, memleketinde çoğalsın Din ve devlet işleri nizâma oturup ilerlesin.
Sakın, orduya ve zenginliğe mağrur olma Hakikî âlim ve âriflere, bilginlere hürmet edip, sarayında onlara yer ver Benim hâlimden ibret al ki, zayıf, güçsüz bir karınca misâli, hiç lâyık olmadığım hâlde buraya geldim ve Allah-u Teâlâ’nın nice ihsânlarına ve inâyetlerine kavuştum Sen de benim uyduğum ve uyguladığım nizâmı uygula, Muhammed Aleyhisselâm’ın dinini, bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diğer tebanı himâye eyle! Allah-u Teâlâ’nın hakkını ve kullarının hakkını gözet.
Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman, Allah-u Teâlâ’nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma. Dâimâ halkını hoşnut edecek şeyleri arayıp, yapılmasını sağla. Onların gönlünü kazanmayı, bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle”, diyor büyük devlet adamı.
Nasihati baştan sona okumak ve dersler çıkartmak çok önemli, her satırı, her cümlesi çok önemli olan nasihatin şu kısmı da tekrar okumaya değer diye düşündük; “Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman, Allah-u Teâlâ’nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma.” İşte size önemli nasihatlerden bir demet, kıymetli, değerli ve de anlamlı.
Bakınız nasihatin içinde yine çok önemli bir söz var; “Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle” diyor.
Sözler ise bir başka ders niteliği taşıyor, bu nasihatleri her devlet yetkilisi uygulamış olsa sanırım ilk olarak kurumlarımız sağlıklı çalışır, sonrada devlet hazinesi rahata kavuşur!.
Bugün böyle bir uygulamayı kaç kurum uyguluyor?, kaç kurum yetkilisi bu düşünceleri paylaşıyor?.
Her kuruşu, her canlıyı ve insanı koruyacak nasihatler, bize intikal etti, bizlerde bizlerle beraber ve bizden sonraki insanlara armağan olsun diye sunmuş oluyoruz.
Günümüzde keşke bu önemli düşünceler hakim olsa!, ne yazık ki israflıkda, müsriflikte, birileri bir biri ile yarışır oldu.
Lüks bir hayat, israfla devam eden bir yaşantı, “sende var, bende neden yok” düşüncesinin hakim olduğu bir topluluk!.
Dün okullarda oturacak ders yapacak sıra bulunamazdı, bugün en lüks sıralarda dersler yapılıyor, modern tahtalar, akıllı sistemler, akıl almaz devlet imkanları öğrencilerin emrinde!.
Bugün öğrenciler ve devleti yönetenler lük bir odada veya “onda var bende neden yok” düşüncesi ile değerli zamanları harcamak yerine, çalışmakta, ilimde, fende boşa geçen zamanlar değerlendirilmiş olsa, bugün milletimiz daha huzurlu ve mutlu olacaktır.
Nasihatler tek bir guruba yönelik değildir, her insana, dolayısı ile devleti yönetenleredir.
Bu nasihatten nasibine düşenler alır ise, kendisini, çevresini, bulunduğu kurumu sağlıklı hale getirmiş olur ki bu da bir kazançtır.
Her nasihat insan hayatında yaşanmışların karşılığıdır, nasihatler hatalar sonunda ortaya çıkan bir yaşanmışlık gerçeğidir, büyükler her zaman yaşadıkları hayatın içinde karşılaştıkları zorlukları ve hataları, bir sonraki insanlar hata yapmaması için nasihatte bulunurlar.
Atalarımız, büyüklerimiz, yaşadıkları sıkıntıları, zorlukları kendisinden sonraki insanlar yaşamasın diyerek hep nasihatlerde bulunmuşlardır, çoğu zaman bu nasihatler yazıya dökülmüş nesilden nesile aktarılması sağlanmıştır.
İşte size bir devlet adamının kendi oğluna nasihati, herkes kendi hissesine düşeni alacak ve hayatını daha dikkatli sürdürecektir.
OSMAN GAZİNİN OĞLUNA NASİHATİ
“EY Oğul! Din işlerini her şeyden evvel ele alıp, yürütmek gayret ve esâsını dâimâ göz önünde bulundur ve bunu sakın gevşekliğe uğratma Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur Din gayretine sahip olmayan, sefahate düşkün olan, tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zirâ, yaradanından korkmayan bir kimse, yarattıklarından da çekinmez Zulümden ve hangisi olursa olsun bid’atten, yani İslâmiyet’e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bid’ate teşvik edip sürükleyenleri, devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler.
Allah-u Teâlâ’nın rızası için, devlet hizmetinde ömrünü tüketen sâdık devlet adamlarını dâimâ gözet Böyle kıymetli kimselerin vefatından sonra, aile efrâdını koru, ihtiyacı olanların da ihtiyaçlarını karşıla, tebandan hiç kimsenin malına mülküne dokunma Hak sahiplerine haklarını ver, lâyık olanlara ihsân ve ikrâmlarda bulun ve ailelerini gözet Özellikle, devletin ruhu mertebesinde olan ve en büyük dayanağı bulunan asker tâifesini (topluluğunu) güzelce idâre edip rahatlarını temin eyle.
Devletin bedeninde, kuvvet mertebesinde olan hakikî âlimleri ve fazilet sahiplerini, edip ve yazarları, sanat erbâbını gözetip koru Onlara hürmet, ikrâm ve ihsânda bulun Bir ülkede, olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, uygun ve lâyık bir usûl ve ifade ile onu memlekete getirt Onlara her türlü imkânı tanıyarak ülkene yerleştir ki, hükümetin süresince âlim ve ârifler, bilginler, memleketinde çoğalsın Din ve devlet işleri nizâma oturup ilerlesin.
Sakın, orduya ve zenginliğe mağrur olma Hakikî âlim ve âriflere, bilginlere hürmet edip, sarayında onlara yer ver Benim hâlimden ibret al ki, zayıf, güçsüz bir karınca misâli, hiç lâyık olmadığım hâlde buraya geldim ve Allah-u Teâlâ’nın nice ihsânlarına ve inâyetlerine kavuştum Sen de benim uyduğum ve uyguladığım nizâmı uygula, Muhammed Aleyhisselâm’ın dinini, bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diğer tebanı himâye eyle! Allah-u Teâlâ’nın hakkını ve kullarının hakkını gözet.
Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman, Allah-u Teâlâ’nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma. Dâimâ halkını hoşnut edecek şeyleri arayıp, yapılmasını sağla. Onların gönlünü kazanmayı, bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle”, diyor büyük devlet adamı.
Nasihati baştan sona okumak ve dersler çıkartmak çok önemli, her satırı, her cümlesi çok önemli olan nasihatin şu kısmı da tekrar okumaya değer diye düşündük; “Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman, Allah-u Teâlâ’nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma.” İşte size önemli nasihatlerden bir demet, kıymetli, değerli ve de anlamlı.
Bakınız nasihatin içinde yine çok önemli bir söz var; “Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle” diyor.
Sözler ise bir başka ders niteliği taşıyor, bu nasihatleri her devlet yetkilisi uygulamış olsa sanırım ilk olarak kurumlarımız sağlıklı çalışır, sonrada devlet hazinesi rahata kavuşur!.
Bugün böyle bir uygulamayı kaç kurum uyguluyor?, kaç kurum yetkilisi bu düşünceleri paylaşıyor?.
Her kuruşu, her canlıyı ve insanı koruyacak nasihatler, bize intikal etti, bizlerde bizlerle beraber ve bizden sonraki insanlara armağan olsun diye sunmuş oluyoruz.
Günümüzde keşke bu önemli düşünceler hakim olsa!, ne yazık ki israflıkda, müsriflikte, birileri bir biri ile yarışır oldu.
Lüks bir hayat, israfla devam eden bir yaşantı, “sende var, bende neden yok” düşüncesinin hakim olduğu bir topluluk!.
Dün okullarda oturacak ders yapacak sıra bulunamazdı, bugün en lüks sıralarda dersler yapılıyor, modern tahtalar, akıllı sistemler, akıl almaz devlet imkanları öğrencilerin emrinde!.
Bugün öğrenciler ve devleti yönetenler lük bir odada veya “onda var bende neden yok” düşüncesi ile değerli zamanları harcamak yerine, çalışmakta, ilimde, fende boşa geçen zamanlar değerlendirilmiş olsa, bugün milletimiz daha huzurlu ve mutlu olacaktır.
Nasihatler tek bir guruba yönelik değildir, her insana, dolayısı ile devleti yönetenleredir.
Bu nasihatten nasibine düşenler alır ise, kendisini, çevresini, bulunduğu kurumu sağlıklı hale getirmiş olur ki bu da bir kazançtır.
FOTO-KOLAJ | Tokattan.net Kaynak | Yesilniksar.com