O
smanlı geleceği iyi gören bir imparatorluktu. Aldığı kararlarla himayesi altında olan milletlere adil bir yönetimle hükmetmiş ve bu doğrultuda politikalar geliştirmiştir. Bir medeniyet timsali imparatorluğu yönetmek büyük bir gayret ve marifet gerektirmektedir. Üç kıta da hüküm süren imparatorluk her coğrafyada silinmezi zor izler bırakmıştır. Özellikle Balkanlar Osmanlı için çok önemli bir coğrafyadır.
Osmanlı yadigarı olan Kosova, yaklaşık 500 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Osmanlı'nın yüzlerce yıllık hakimiyeti altında kalan Kosova gerek konumu, gerekse sosyo - ekonomik yapısıyla çok önem arz etmekteydi.
Osmanlı yadigarı olan Kosova, yaklaşık 500 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Osmanlı'nın yüzlerce yıllık hakimiyeti altında kalan Kosova gerek konumu, gerekse sosyo - ekonomik yapısıyla çok önem arz etmekteydi.
Balkanlarda fetihler yapan Osmanlı Devleti, kurulduğu dönemden itibaren yerel halktan hem de Anadoludan getirdiği Türkmenlerle Balkan coğrafyasında önemli bir nüfuz oluşturmuştur. Kosova 1389 1. Kosova Muharebesiyle Osmanlı Devleti’nin Üsküp Sancağına bağlanmıştır. Uzun yıllar Osmanlı toprakları olarak kalan bölge, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Kosova'nın Prizren kentinde yapılan bir toplantıda ülke, Arnavutların istekleri dışında Yugoslavya Cumhuriyeti içerisinde yine Sırbistan'ın bir parçası olarak kalmıştır. Yıllarca siyasi çekişmenin odak noktası olan Kosova, ancak 2008 yılında siyasi bağımsızlığını kazanabilmiştir. 1389 yılında fethedilen Kosova'ya yerleşen Türkler, 1877-78 Rus harbinden sonra Osmanlı'nın etkinliğinin azalmasıyla azınlık durumuna düşmeye başladı. Osmanlı topraklarına katıldığı tarihten itibaren, her dönemde dikkatleri üzerine çeken bu coğrafya çok sayıda savaşa ve istilaya maruz kalmıştır.
Balkanlarda Osmanlı ve Türk hakimiyetini güçlendirmek için 2. Mahmut döneminde Türk sancağı Prizren'e bağlı Mamuşa adındaki köye Anadolu'dan çok sayıda nüfusun getirilip iskan edilmesi kararlaştırıldı. Çünkü Mamuşa, çok verimli topraklara, soğuk sulara ve temiz bir havaya sahipti. Nufüsun getirileceği şehir ise Tokat olarak belirlendi.
2. Mahmut'un aldığı karar sonrası, Tokat'lılar Mamuşa köyüne göç ettirilmeye başlandı. Her dönemde olduğu gibi Tokat'ta yaşayan teba Osmanlı'ya olan sadakatini göstermek için izin verilen bölgede iskanı kabul etmiştir. Mamuşa köyüne ilk olarak, Mahmutşah ismi belirlenmiştir. Günümüzde yaklaşık 6 bin insanın yaşadığı topraklarda çok sayıda da Arnavut yaşamaktadır.
Tokat'lılar Mamuşa'ya göç ettikten sonra sahip oldukları değerleri köyde de yaşatmaya başlamışlardır. Osmanlı Balkanlardaki hakimiyetini güçlendirmek için kurduğu Mamuşa köyü zamanla Osmanlının vergi toplama merkezi olmuştur. Tabi bu süreçte Osmanlı'nın güvenini kazanan Tokat tebası önemli görevler üslenmiştir.
Osmanlının Balkanlardaki hakimiyetinin hala yaşatıldığı bu kasabada maalesef 1999 yılında meydana gelen Kosova Savaşı bizler için çok değerli olan siyasi ve kültürel mirasımıza ağır tahripler vermiştir. Sırplardan kaçan binlerce Arnavut, Mamuşa halkına sığınmıştır. Yıllar içinde Mamuşa'ya göç edenler Sırpların zulümlerinden kaçarak yine Türkiye'ye dönerek İstanbul,Bursa ve Manisa gibi şehirlere yerleşmişlerdir. Bugün Mamuşa'da Türk Silahlı Kuvvetleri Barış Gücü'nün bir kısmı bulunmaktadır.
Prizren şehrine bağlı bir köy iken, son düzenlemelerle Mamuşa belediye statüsü kazanmıştır. Arazisi tarıma elverişlidir. Mamuşa, pek engebeli sayılamayacak bir arazide yer alır. Her evde Türk bayrağı bulunan kasabada herkes Türkçe konuşur, Türk televizyon kanallarını izler ve Osmanlı'dan kalma kültürel değerlerini yaşatmaya gayret göstermektedir.
Anadolu'dan Balkanlara uzanan kültür yolunu oluşturan Tokat ve Kosova ilişkisi bizler için önem arz eder. Geçmişin izlerini geleceğe ulaştırmak için Tokat ve Balkan coğrafyasında gönül köprüleri kurulmalı ve yöre halklarıyla iletişim her daim kalıcı hale getirilmelidir. Başta sivil toplum örgütlenmeleri olmak üzere ata toprakları olan coğrafyalarda sosyal ve siyasal bağlarımızı güçlendirmek için faaliyetler düzenlenmelidirler.
Tokattan.net
ibrahimbeyazit60@gmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
Adım Agop Memleketim Tokat | 22.04.2020
Ertuğrul Dursun ÖNKUZU’nun Ardından | 16.11.2019
Anlayamadığımız Başçiftlik | 14.10.2019
Kenevir, Tokat’a Umut Olur Mu? | 06.04.2019
Bir Gönül Ozanı Kıvırcık Ali | 14.01.2019
Sessiz Tarih: Bekir Sami KUNDUH | 30.10.2018
Bir Kahramanlık Destanı: Köroğlu | 23.09.2018
Tokat'lının Gülmeyen Yüzü | 27.05.2018
Tarihe Yön Verenlerden Ahmet GÜRKAN | 16.02.2018
Seyyah Gözüyle Tokat | 17.12.2017
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü | 04.12.2017
Ahmet Taner KIŞLALI'nın Ardından | 20.11.2017
Kıyamet-i Suğra | 23.10.2017
Zile'li İba Pehlivan | 07.08.2017
Hasreti İle Yandığım Memleket | 20.05.2017
Tokat'lı Eski Kabadayı Şık Manol | 24.04.2017
Tokat'lı Genç Mucit Muammer KALENDER | 25.03.2017
Tokat'lı Şeyhülislam Mehmet Tahir Efendi | 07.03.2017
Genç Osman Destanı | 13.02.2017
Kaybolan Mahalle Kültürümüz | 18.01.2017
Tokat Kültüründe Yazmacılık | 19.12.2016
Ertuğrul Dursun ÖNKUZU’nun Ardından | 16.11.2019
Anlayamadığımız Başçiftlik | 14.10.2019
Kenevir, Tokat’a Umut Olur Mu? | 06.04.2019
Bir Gönül Ozanı Kıvırcık Ali | 14.01.2019
Sessiz Tarih: Bekir Sami KUNDUH | 30.10.2018
Bir Kahramanlık Destanı: Köroğlu | 23.09.2018
Tokat'lının Gülmeyen Yüzü | 27.05.2018
Tarihe Yön Verenlerden Ahmet GÜRKAN | 16.02.2018
Seyyah Gözüyle Tokat | 17.12.2017
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü | 04.12.2017
Ahmet Taner KIŞLALI'nın Ardından | 20.11.2017
Kıyamet-i Suğra | 23.10.2017
Zile'li İba Pehlivan | 07.08.2017
Hasreti İle Yandığım Memleket | 20.05.2017
Tokat'lı Eski Kabadayı Şık Manol | 24.04.2017
Tokat'lı Genç Mucit Muammer KALENDER | 25.03.2017
Tokat'lı Şeyhülislam Mehmet Tahir Efendi | 07.03.2017
Genç Osman Destanı | 13.02.2017
Kaybolan Mahalle Kültürümüz | 18.01.2017
Tokat Kültüründe Yazmacılık | 19.12.2016