Geçmişteki tarihini ve kültürünü günümüze taşıyan İstanbul'un köklü ilçelerinden Beykoz'un günümüzdeki nüfus olarak en kalabalık üçüncü mahallesidir, Tokatköy. Adını, Fatih Sultan Mehmed'in, Tokat kalesinin alınmasını öğrendiğinde "Tez şurada bir bahçe yapılsın ismine de Tokat bahçesi denilsin." demesine borçlu olan, geçmişte tarihçilerin "Yeryüzündeki Cennet" diye anlattığı bir çok tarihi doku günümüze ulaşmasa da asırlara meydan okuyan tarihi ağaçları, geniş çayırları, dalyanları ve Hz. Yuşa'nın türbesi bulunduğu Yuşâ Tepesiyle Tokatköy'ün hikayesini derledik.
Geçmişteki tarihini ve kültürünü günümüze taşıyan, göçle birlikte gelen müdavimlerinin kültürü ile harmanlanarak İstanbul’un renkli bir mozaiği haline gelmiş bir yerleşim yeridir, Beykoz. Tokatköy, geçmişte tarihçilerin "Yeryüzündeki Cennet" diye anlattığı bir çok tarihi doku günümüze ulaşmasa da asırlara meydan okuyan tarihi ağaçları, geniş çayırları, dalyanları ve Hz. Yuşa'nın türbesi bulunduğu Yuşâ Tepesiyle Beykoz'un günümüzdeki nüfus olarak en kalabalık üçüncü mahallesidir.
Geçmişte, çoğu bölümü ormanlarla kaplı olan ve Ender bulunan mavi göknar çamı burada bulunurdu. Osmanlı padişahların ve önde gelen saray erkânının konaklayabilmesi için birbirinden güzel av köşkleri inşa ettiği Beykoz’da bugün maalesef arkasında herhangi bir iz bırakamayan, tarihsel önemi haiz av köşklerinden olan Tokat Kasrı ve bahçelerinin yer aldığı günümüzdeki Tokatköy mahallesinde yer alıyordu.
Günümüzde bu mahalleye Tokatköy ismini verilmesine neden olan Tokat Kasrı’nın, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırıldığını Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde şu cümlelerle anlatmıştır; "Fatih Sultan Mehmed'in seferde olan sadrazamının gönderdiği haberci, nefes nefese, heyecanla Tokat'ın fethedildiği müjdesini verince Fatih Sultan Mehmed: "Tez şurada bir bahçe yapılsın ismine de Tokat bahçesi denilsin. Tokat surlarına benzeyen bir set çekilsin (…)" demiş. Etrafı surlarla veya çitlerle çevrili bu bahçe içerisinde bir zarafet timsali bir köşk, muhteşem bir havuz, enfes bir şadırvan ve güzel bir hamam yaptırılmış, geniş bir alana sahip olan bahçesinde ise av hayvanları yetiştirilmiştir. Bu yapının yer aldığı Tokatköyü’ne muhteşem bir kemerli beton köprü üzerinden geçmek suretiyle varılmaktadır. Bu kasrın ve bahçenin bakımı emri altında yüz bostancının bulunduğu bir bahçıvan başı tarafından sürdürülmüştür. Bu kasrın özellikle genç yaşta tahta çıkan IV. Murat (1623-1640) tarafından çok beğenildiği bilinmekte, onun bu bahçenin çimenliğinde cirit oynattığı söylenmektedir."
Yapıldığı tarihten itibaren Tokat Kasrı’na ve Beykoz’un bizatihi kendisine tahta geçen bütün Osmanlı Padişahları’nın rağbet gösterdikleri bilinen bir gerçektir. İstanbul'un fethinde kullanılan kızak ağaçların Tokatköy'den getirildiği rivayet edilir. Boğazın ilk Mesire yeri olan Tokat Kasrı daha sonraları Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 1. Mahmud ve Sultan Abdülaziz zamanında tekrardan inşa edilip bahçe havuzlarla, çeşmelerle, hamamlarla zenginleştirilmiş. Tokat Kasrı son olarak 1867 senesinde Fransa İmparatoriçesi Eugenie'nin Sultan Abdülaziz'i ziyareti sırasında yapılacak devlet töreni için Agop ve Sarkis Balyan tarafından tekrar inşa edilmiştir.
Günümüzde Tokat'lılardan çok Giresun ve Trabzon gibi karadeniz illerinden vatandaşların ikamet ettiği mahallede tarihçilerin "Yeryüzündeki Cennet" diye anlattığı Kasır ve bahçesi yüzyıl başında yok edilmiş, 1749 tarihli İshak Ağa Çeşmesi ile 250 yıllık dev ağaçların bazıları günümüze kadar gelebilmiş.
Beykoz.bel.tr Beykoz.bel.tr | Wowturkey.com
Geçmişte, çoğu bölümü ormanlarla kaplı olan ve Ender bulunan mavi göknar çamı burada bulunurdu. Osmanlı padişahların ve önde gelen saray erkânının konaklayabilmesi için birbirinden güzel av köşkleri inşa ettiği Beykoz’da bugün maalesef arkasında herhangi bir iz bırakamayan, tarihsel önemi haiz av köşklerinden olan Tokat Kasrı ve bahçelerinin yer aldığı günümüzdeki Tokatköy mahallesinde yer alıyordu.
Günümüzde bu mahalleye Tokatköy ismini verilmesine neden olan Tokat Kasrı’nın, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırıldığını Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde şu cümlelerle anlatmıştır; "Fatih Sultan Mehmed'in seferde olan sadrazamının gönderdiği haberci, nefes nefese, heyecanla Tokat'ın fethedildiği müjdesini verince Fatih Sultan Mehmed: "Tez şurada bir bahçe yapılsın ismine de Tokat bahçesi denilsin. Tokat surlarına benzeyen bir set çekilsin (…)" demiş. Etrafı surlarla veya çitlerle çevrili bu bahçe içerisinde bir zarafet timsali bir köşk, muhteşem bir havuz, enfes bir şadırvan ve güzel bir hamam yaptırılmış, geniş bir alana sahip olan bahçesinde ise av hayvanları yetiştirilmiştir. Bu yapının yer aldığı Tokatköyü’ne muhteşem bir kemerli beton köprü üzerinden geçmek suretiyle varılmaktadır. Bu kasrın ve bahçenin bakımı emri altında yüz bostancının bulunduğu bir bahçıvan başı tarafından sürdürülmüştür. Bu kasrın özellikle genç yaşta tahta çıkan IV. Murat (1623-1640) tarafından çok beğenildiği bilinmekte, onun bu bahçenin çimenliğinde cirit oynattığı söylenmektedir."
Yapıldığı tarihten itibaren Tokat Kasrı’na ve Beykoz’un bizatihi kendisine tahta geçen bütün Osmanlı Padişahları’nın rağbet gösterdikleri bilinen bir gerçektir. İstanbul'un fethinde kullanılan kızak ağaçların Tokatköy'den getirildiği rivayet edilir. Boğazın ilk Mesire yeri olan Tokat Kasrı daha sonraları Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 1. Mahmud ve Sultan Abdülaziz zamanında tekrardan inşa edilip bahçe havuzlarla, çeşmelerle, hamamlarla zenginleştirilmiş. Tokat Kasrı son olarak 1867 senesinde Fransa İmparatoriçesi Eugenie'nin Sultan Abdülaziz'i ziyareti sırasında yapılacak devlet töreni için Agop ve Sarkis Balyan tarafından tekrar inşa edilmiştir.
Günümüzde Tokat'lılardan çok Giresun ve Trabzon gibi karadeniz illerinden vatandaşların ikamet ettiği mahallede tarihçilerin "Yeryüzündeki Cennet" diye anlattığı Kasır ve bahçesi yüzyıl başında yok edilmiş, 1749 tarihli İshak Ağa Çeşmesi ile 250 yıllık dev ağaçların bazıları günümüze kadar gelebilmiş.